“Sadece sen”
Belki hiçbir zaman anlatamicam
Küçücük bir et parçasına sığdırdığım dünyamızı
Kaçıcam belkide tüm fani güzelliklerden
En güzeli de “senden”
” senin” kokundan,
Gözlerinden kaçıcam.
Kalplerini aşk bilememiş kişilere farklı görünmek zorunda kalacam.
Ağzımı açıp “Evrendeki en büyük yıldız Kalbimde” diyemicem.
Her yalnız kalmamda
her başımı yastığa koymamda
İçten içe ölüyorum
içten içe “sensizleşiyorum”
Ben sana karşı hislerimi hep o dört duvar arasında saklıyorum.
Kimsenin bulamayacağı, Bulsa dahi anlayamayacağı.
Ben o dört duvar arasında ölüyorum.
Adını zikrettiriyorum yüzleri,gözleri olmasa dahi
Duygularımı tercüme ettiğimde ağlayabilen duvarlara.
Ben bir madenciyim “Sen” madeninde,
Sürekli kazmaya devam ediyorum
Ulaşmak için “senli” günlere
Ulaşmak için gülüşüne
Ulaşmak için yedi cihanı unutturan bakışına
Kazıyorum ,hep derine kazıyorum
Sen benim rüzgarımsın esme başkasına
Sen benim yağmurumsun ıslatma,bereketlendirme başkasını.
“Sencilim”ben
Sensizlik Sendromuyla bi tarafı yarım kalan.
Sen nüfuz ettiğin zaman hücrelerime
yüzüm şenlik yeri
kalbim “senlik”
Hasat vakti geldi artık hislerimin.
İlham kaynağım olan yüzüne karşı
Senelerdir en güzel topraklarda büyüğüttüğüm hislerimi
Sana “seni” anlatacağım
Güvenimi toplayıp çıkamassam eğer karşına
eğer bırakırsam “seni” bu beşeri hayatta
Dört duvar ağlıyor olacak o anlatır sana her şeyi.
Benimle o ağladı
Beni en çok o dinledi.
Sakın bedenimle göç ettiğim zaman üzülme.
Ben oradada anlatıcam “seni”
Adını ezberleticem tabiat anaya
ve söz veriyorum
“sen” açtıracağım toprağa
4 mevsim yanı başımda kalasın
4 mevsim yanı başımda kalasın ki…
özlemim diye.