Bana hasret mirasın konmuş yâr; üstüme bir ton sen giymişim de yine de fakir kalmış hayallerim. Daha sana dokunamadan, daha Sevdamın mutluluğunda seni anamadan daha sen tohumlarında yalnız senin çiçeğin olamadan hasretini miras bırakmışsın bana. Gözlerimde parıltısız senin hüznünün derbederliği var; gözlerimde dolan hadsiz yağmurların kirpiklerime değip beni hıçkırıklara boğmak için andı var.
Seninle bir araya gelebilmeyi unutup beni acıtan kaderimin iflas etmiş hezimetlerindeyim. Ben sen ol diye kendimi sevebilmeyi unutmuştum. Ben, sadece sen ol diye gözlerimin başka erkekleri görebilmek ihtimalini boğmuştum.
Bana acıların konmuş yâr; gülüşlerini ilikleyip gözlerini bensizliğe paketlemişsin. Aldım hediyeni, teşekkür etmeyeceğim. Gülüşlerine gözlerimi bırakıp üstüme sensizliği tanımam mutlulukları giyecektim, beni yapayalnız terzinin hazin müşterisi seçmişsin. Şimdi gidiyorum ve hayalimde sadece senin yüzün, sadece senin ellerin, sadece senin gülüşünle… bulabilirsem hayat ışıklarını, karanlığım sen olma bir daha; bittim kalamadım kendi ömrüme… bana imkânsızlığın doğmuş yâr, ben gebeydim aşka ve ben doğuracaktım bu ölümsüz sevdayı… olmadığını anladım; olmayacağını kabul edebilsem bir de. Unutmuşsun yâr; bir de çok ama çok gönülden çok sevmek için bizi yaşatsaydın keşke…
Dilara AKSOY