Epey büyük adamlardık,yani küçükken bildiğin büyük adamlardık.
Öyle mütevazi olamayacağım, kusura bakmayın..
Mahalle arasında elektrik tellerinin içinden öyle herkes uçurtma uçurmayı beceremez,
O yeteneklilerden kalmadı.en sonuncuları bizim nesildi..sokaklarda onlardan kalmadı..
Cesaret edemeyip ‘ulus hali’ nde satılan ‘ 5 tanesi 1 milyon’ a alınan poşetlerin gökyüzüne yükselmesini bekleyen inançlı kardeşlerimizi de göremiyorum artık..
Velhasıl , devlet meselesi tartışır gibi sokak oyununda karasız kalıp ; tartışan kendine dert edinen adam kalmadı.
Bizim nesli çocukluğunu iyi yaşayan nesildi…
Alış verişin bin kağıt,geri vermenin 10 bin kağıt olduğu bilen adam olarak büyüdük.
Islak mendil gibi kullan at duygularımız olmadı..
Geri almanın 10 bin olmasından korktuğundan değil,bin kağıdın ne kadar kıymetli ve sende kalmasının ne kadar onurlu bir davranış olduğunu düşünenlerdendik..
İğne ile kuyu kazdığımız zamanlar oldu..
Soğuktan suyun donduğu evde yüzünü yıkayamayıp , cebinde 5 kuruş parası olmadığından kantinin yolunu haritayla bulamayacak,alternatifi olmadığından kar yağana kadar yazlık ayakkabı ile dolaşan,kuyruğu dik epey dürüst adamlar ile beraber olduk..
çok yalnız olmayı , çok paylaşmaya tercih ettiğimiz adamlarla , çokça hayal kurduk..
geçenlerde biri olmuş..
sevindik,bizim hayalimizin sevindirdiği kadar sevindik..
Cebimizde hafta sonu pikniğinden promosyon kalan ‘1.5 litre GAZOZ hediye’ kapağını taşırken hiç utanmadık, en azından başka bahara demedi kapak arkası..
3 bardağı hatırladım….parasını çıkartamadığımız..
3 beden….
3 umut eden adam..
Şerefine kadeh kaldırmak isteyenlerin olduğu evrende , Şerefine ‘GAZOZ’ kaldırmak isterim!!
Yalnız başlandı belki doğarken,umut; hep beraberindeydi farkında olmadan!
Yanındakilerle…