Dinle şu sesleri
Hepsi inorganik kültür nameleri
Kulağı tırmalar keskin pençeleri
Yüreği ısırır canavar dişleri
Dinle şu sesleri
Koyunların karşısında ne kadar hür
Mağaralarda fısıldaşırlar gölgelerle minyatür minyatür
Yankılardan hoşlanmazlar
Bu yüzden delerler dağları, taşları
Kuruturlar çayırları ovaları
Olmazsa olmazları medeniyeti andıran temelsiz duvarları
Dinle!
Nefesin kesilinceye, umutların tükeninceye kadar dinle!
Fakat etten bir robota dönüşmeden önce
Bir türkü söyle Anadolu’yu hatırlatan
Bağrı yanık anaları aklımızda canlandıran
Böylece peşinden sürekle bütün mazlum çakıl taşlarını
Köksüz ağaçları, yuvasız kuşları, elleri nasırlı ırgatları…