Soma faciasından sonra hepimizde hissettik ve yaşadık ki, acı düştüğü yeri değil ülkemizde yaşayan mezhep, din ve ırk ayırt etmeden herkesin bulunduğu yeri de yaktı.
Bu faciada 77 milyonun 77’si de hatta dünya üzerinde yüreği olan vicdanı olan ya daha doğrusu İNSAN olan herkesin karbonmonoksit zehirlenmesini yaşadığına hiç şüphe yok.
Fakat umarsız bir gerçek var ki ‘Hayat devam ediyor’
301 işçimizin hayatını kaybetmesine neden olarak gösterilen ‘Yaşam Odası’nın olmayışı daha doğrusu olduğu halde kullanıma uygun olmaması içler acısı bir durum. Fakat işverenin, işçinin çalışma standartlarını yükseltmeden ‘Yaşam Odası’nın olması bile ‘fayda etmez’ düşüncesini akıllarımıza getiriyor.
Soma faciası, anlatılması, ifade edilmesi acı bir durum olsa da yol yapmayı medeniyet sananlara ve bu insanlık suçuna sessiz kalanlara acı bir ders olmuştur.
Oysa ki medeniyet; iş ve işçi güvenliği ile başlar.
Bir çok soru dolaşıyor kafamda hepsini bu yazıya dahil edemesem de bunlardan bir tanesini yazmadan geçemeyeceğim; Acaba, Taner Yıldız sadece Faruk Çelik kanser tedavisi gördüğü için mi oradaydı?
Ya da Faruk Çelik’i istifaya mecbur bırakmamak için Taner Yıldız ortaya sürülmüş halk kahramanı rolünü mü oynadı?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’ten bahsetmişken;
‘Yaşam Odası’ ihtiyacı duyulan tek yer maden ocakları olmasa gerek, mesela asgari ücretle geçinmeye çalışan bir ailenin de bu odaya ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
Yaşama sevincini ve kendini kaybetmiş olan, asgari ücretle kendisi dahil üç boğaza bakan adamın ‘Yaşam Odası’nı biri çıkıp da göstersin bana!
Desin ki işte burası!
Desinler ki, bir asgari ücrete bakan üç kişi haksızlığa uğradıklarında, haklarını savunmak için mahkemeye ve bilirkişi ücreti olarak asgari ücretin yarısı kadar olan meblayı ödemeyecek.
Desinler ki, çocuğuna ve eşine mahcup durumda kalmayacak şekilde devlet asgari ücretli çalışan kişilere yardım ve des
tek veriyor.
‘Yaşam Odası’ dediğimiz, ortalama 500 kişilik olan bu yapılardan ülkemizde her şehrin her ilçesinde ve her mahallesine ikişer tane konulmalı.
Fakat daha önce ‘Yaşam Odası’ olmadan yaşayan ya da bizim insanca yaşadığını zannettiğimiz kişiler için yapılacak pek bir şey yok ‘biz yolu yapalım medeniyet yürüsün gerisi illa ki gelir’ zihniyeti ile daha çok vatandaşı adaletsizliğin madenine kurban veririz.