Uyandığımda saat 2’ye geliyordu. Yataktan kalktım, masanın üzerinde duran amınakoduğumu telefonunu çalıyordu. Önemli bir şey değil diye sessize aldım. Tekrar masayla gözgöze geldik. Üzerinde akşamdan kalma bira bardağı, çerez tabağının içinde fıstık kabukları ve sigara paketi vardı. Bir sigara yaktım, karşımda deniz, ötesi Gölcük. Kahve için ısıtıcının düğmesine dokundum. Lavobodan çıktığımda kahvem hazırdı.
-Günaydın..
+Sana da..
Saat öğleni geçtiği için balkona gölge inmişti. Balkona doğru yöneldim. Bir tane daha sigara yaktım. Yanıma geldiğinde elinde bir fincan daha kahve, küllük ve sigara paketi vardı. Sırtını benimkinin yanına dayadı. Ne düşünüyorsun dedi. ”Yalnızlık” dedim. Ben varım ya dedi. Haklısın diyecekken 1 dakika geçmiş olacak ki kalktı, o haklı olmadığını ben ise yalnızlığımı seyretmeye başladım. ”Hikayem Yalnızlık”
Kalan yarım sigara ve yarım fincan kahve yarım kalan ruhumun incisi gibi gözükse de baktığım zaman yalnızlığın bir hikayesinin varlığına itti beni. Kelime anlamı olarak yalnızlık yalın kelimesinden türüyor ve türk dil kurumunun yüklediği anlam hayatın karşımıza çıkardığıyla tezat bir ölçüde yaklaşıyor. Türk dil kurumuna göre yalnızlık, yalın, sade, kimsesiz bir yaşam anlamına geliyor. Gerçekte ise yalnızlık kalabalığın içinde boğulmaca, kendince delirmece. Paylaşmak kelime anlamının tersine bir paydada hareket etmek dışında amaç-çıkar ilişkisi içerisinde. Yarım kahve onun fincanında soğurken iki duman kalan sigarasından içmek paylaşmanın dışında bir şey. İhtiyaç hangi uygarlıkta kaçıncı zaman diliminde insanların zihninde hareket olgusu oluşturmaya başladıysa bir kaç ülkede bazı dönemlerdeki komünal yaşam dışında paylaşmak eylemi yok olmuştur.
Bunları düşünürken bir sigara daha yaktım, fincandaki soğumuş yarım kahveyi döküp kendime kahve koydum. tekrar geldiğimde deniz biraz daha mavi gelmişti. Öyle hissetmem gerektiği için öyle hissetmiştim. Bir an önce o evden çıkmam gerekiyordu. Çünkü kelime anlamı olarak paylaşmak; eylem olarak ihtiyaç arzusu geçip gitmişti. Tekrar çöktüm. Bir kez daha ne kadar da yalnızlaştık dedim. Bunu duyacak kadar içimden söylemişim ki, senin bir işin var mı gidecek misin bir yere dedi. Birazdan çıkacağım dedim bir arkadaşımla görüşmem gerekecek.
-Kahvaltı ister misin?
+Kahve yeterli
-Nereye gideceksin?
+……….. ….. .. . ..
+Bizim Umut çağırdı biraz konuşmamız gerekiyormuş.
-Ben de geleyim?
+Özelmiş sanırım, sorarım buluşunca öyle çağırsam seni?
-…………….
-…. !!!!!!!
-……..
Sabah aradığında açmadım ya, mesaj atmış evden çıkınca arayacağım. Ben böyle hayatın gelmişini geçmişi.. Neden nedensizce bırakılıyor herkes. Ben bu yalnızlığın ta ………. !
Gitmek zorundayım, iyi sabahlar..