gökyüzünde salkım söğüt fırtınası var
sen doğmuşsun o gün
kırk gün şenlik oldu bizim oralarda
günebakanlar sana bakmaya başladı
çünkü güneş omzundan yükseliyordu
e haliyle ay da sen olmuş oluyordun
sen varsın diye gök maviymiş
yoksa gün ışığı nafile
ilkbahar senin gülmenle başlıyor
ilk gülücük toprağa ikincisi suya
portakal çiçekleri açıyor nefesinle
ağladın mı kötü işte
topraklar ağlıyor o zaman
nehirler taşkın veriyor senle
ilk erikler senin adına çiçek açıyor
doğayla bütünleşmişsin sen ne yapayım?
seni koparmalı mıyım?
yoksa sonsuza dek koklamalı mıyım?
bir dilemma olsa gerek bu
ve bir baktım kış gelmiş sana
yüzünü dökmüşsün ki haliyle yapraklar dökülmüş
güneş uzaklaştı diye değil
sen sustun diye soğudu buralar
kar neden? sen bu kadar soğuk değilsin ki
bilmiyorum yağıyor işte
sen varsın diye bütün fiiller
varlığım sana borçlu değil belki
ama yine de gelsen iyi olurdu