Ufak bir dokunuşuyla devriliverdi,
Tek ayak üstünde duran, yorgun fakat ihtiyatı elden bırakmayan domino taşı.
Yabancı geliyor, uzaktan uzaktan;
Pitoresk duruşlu, topal zihniyet, temenniler sultanı.
Karanlık odalarda, yalın ve izbeliğe kulaçlama dalan,
Öznesi eksik gölge tiyatrosu.
Kaçınarak, çekingen, kaygan zemin üzerinde,
Çıkıntılara sürünerek yıpranma eğilimi gösteren.
Zaman aldatır, sunidir idraklar, şaşmış geometri, kartezyeni kalmamış bu dünyanın.
Samyeli ferahlatmıyor, harabedir duvarlar, esintiye teşnelik artık tozlara bulandırır.
Sarptır vadimin başlangıcı, içinde yeşeren bir şey saklıydı, soluverdi ansızın.
Yaklaşmayın,
Kendi eksenimde mayından bir hapishane yarattım.
Dokunmayın,
Çevresi keskin, zehirli, laflarla sarılı.
Kopuk bu teller, sunturlu yalanların nazırı.
Artık;
Her bakışın ardında yalınlık ve yalnızlık saklı.