– Çıldırdın değil mi? Bu sefer gerçekten çıldırdın. Kolayı seçmeyecek olan o ilgisiz aklın, neden bu seferinde kolayı seçti anlayamıyorum. Ne oluyor sana nedir bu garip huzursuzluğun. Kimse seni anlamıyor mu veyahut anlamlı bulmuyor mu? Gülerim ulan buna hemde yankılanan bir sesle gülerim. Senden öğrenmiştim ben insanların söylediklerine kulak asmamayı! Ne oluyordu da söylediğin şeylerin aksini yapmaya başladın. Anlat bana lütfen bu aldırmazlığın bende son bulsun. Konuşmak zorunda değilsin yeter ki şu halinden çık artık. Bana bak yüzüme! kaç yıl eskittim ben bu yüzle, kaç göze baktım ağlamaklı ve kaç hırçın insan ağırladı bu kulaklar. O yüzden çekineceğin biri değilim.
+Anlamayacaksın değil mi beni. Ne diye bağırıp duruyorsun? Çıldırmışsam çıldırmışımdır ne diye yaygara yapıyorsun. Yoruldum artık gerçekten anlamaya çalışmaktan, anlamamaktan, anlatamamaktan yoruldum. Karşılaşmaktan korktuğum her şey karşıma çıktı. Merakından öldüğüm sorular, beni kendi ipiyle boğdu. Hep bir adım sonramı hesap ederken, bir an sonra hazanımı yaşarken buldum kendimi. İstemiyorum artık etrafımda tıpkı senin şu an yaptığın gibi her şeyi bildiğini iddia eden insanları… İstemiyorum daha fazla insan tanımak. Sanki tanıdığım her insan biraz daha bogazlıyor yaşamımı. Yalnızlığımdan yorulmuş olabilirim bu benim sorunum sen kendini sorumlu hissetme. Sonuç olarak bana tahammül etmek zorunda değilsin, üstelik ben bile edemiyorken.
-Ne oldu, nasıl oldu da bu hale geldin hiçbir fikrim yok ama eminim ki sen bir yolunu bulursun. Söylediklerini kafama takmayacağım tıpkı senin söylediğin gibi. Bazen neye ve ne kadar dayayabileceğimiz konusunda sınanıyoruz. Sonuç ne olursa olsun zaman yerinde saymadığı için kalbini huzurla tut ve benliğini sakla. Kolaylıklar dilerim ve kovsanda yanında olacağımı bilmeni isterim hemde üzülerek. Daha sonra görüşürüz…