- Ekim 2014
Uzun zaman oldu elime kalem almayalı. Hele bir kâğıdın üzerine anlamsız söz öbekleri dökmeyeli zamanın sınır dışı ettikleri olaylar arasında artık.
Söz bu, yoldan beter uzadıkça uzar sonu gelmez. Sende fark etmişsindir hala konuya giremedim, malum eğitim sisteminin çıraklık döneminin mahsulüyüz. Sözümüzü edebi akımlar yerine bürokratik engellerle süslemeyi öğrettiler bize. Ama artık yoruldum sözlerimle anlatmak istediklerimle değil de karşımdakinin anlamak istediklerinden dolayı yargılanmaktan,
İlkokul yıllarından aklımda kalan yarım yamalak birkaç anıdan birisidir seninle tanışmam. Uzun siyah saçlı siyah gözlü siyah derili bir öğretmenin zorlaması ile verdim sana ilk selamı arkasından gelen keskin sonlu birkaç cümle ile ilk günlük notlarım.
Selam günlük, sahan uyandım üzerimi giydim kahvaltı yaptım okula gittim eve geldim ödevlerimi yaptım akşam oldu uyudum. Evet aynen böyle yazmıştım yıllar önce belki hayatımın en toz pembe dönemini en salt cümlelerle.
Bir süre önce başladım geçmişimi düşünmeye kimi zaman gülümsedim kimi zaman üzüldüm geçmiş tutarsız hangi duygunun hangi aralıkta karşına çıkacağını kestirmek güç. Ama seni rahatsız etmemin sebebi geçmişteki tutarsız anılarımdan ziyade geçmişin karanlık noktaları zamanında sorulmamış sorulara cevaplar aramak.
Cevabını aradığım ilk soru biraz önce anlattığım ilk karşılaşmamızda aramızda geçen soğukluğun sebebi. O gün o öğretmen beni seninle konuşmaya neden zorlamıştı, peki ya ben seninle neden o kadar seviyeliydim sohbetimizde. Yaptığı her bir eylemi üstüne rapor veren memur edası ile sunmuştum sana…
Yaşamak zor zanaatmış, yaşadıkça öğrendim. Öğrendim dediğime bakma sen tüm başıma gelenler kadim gerçeklerin fark edilişinden ibaretti sadece.
Sen bilmezsin zamanın bir yerinden sonra yazmayı çok sevdim ben, nasıl oldu bilmiyorum ama yazdıkça zihnimde ki asırlık kütüphanenin birbirine karışmış düşünceleri düzene girmeye başladı. Ama bu düzen uzun sürmedi düşüncelerimin çokluğu yazlıklarım tutarsız ve saçmalık düzeyinde olmasına neden oldu. Beni insanlardan uzaklaştırmasını da eklersek sanırım en başa ilk yazma denemem olan senle tanışmamıza döndürdü beni. Akabinde geçen yalnız bir ömrün son demlerindeyim şimdi.
Göç vaktim yakın, ama biliyorum ki henüz yapmadığım veya ertelediğim şeyler var işte bu yüzden kalemi tekrar elime aldım. Herkesin sırdaşı olan sana “derttaşım” olarak yeni bir vazife biçmek niyetindeyim. Ama önce bir şeyi bilmeni istiyorum, hayatım boyunca cevabını aradığım sorunun cevabını yeni buldum ve bunu bilmek seninde hakkın.
İlk tanıştığımızda sana içimi dökmemenin sebebi, kendimi kimseyle paylaşmayacak kadar özel hissetmemdi, çünkü bir şeylerin paylaştıkça tükeneceğini sanırdım, ama sonra öğrendim ki paylaşmak çoğaltırmış, bunu öğrendiğimde ne paylaşacak bir şeyim kalmıştı nede kimsem. O gün o öğretmenin bizi tanıştırması geleceği gördüğündendir sanırım…
Şimdilik zihnimin karmaşık düzleminden çekip çıkarabildiğim düşüncelerim bunlar. Kendimi tekrar yazacak kadar güçlü hissettiğimde tekrar görüşmek üzere…
-W. Wenger…