ZERUYA ŞALEV :1959’da İsrail’de, Kineret kibutzunda dünyaya geldi. Yüksek öğrenimini Kitabı Mukaddes üzerine tamamlayan Şalev, Kudüs’te yaşıyor ve Keshet Yayınevi’nde editör olarak çalışıyor.
Merhaba
Aşk hayatım la Tanıştım Şalevle.Sonra sırasıyla ,Kadın ve Kocası , Paramparça Aşklar ve en son Ve Yaniden Başlar Hayat la ilişkimiz devam etti.İlk defa bu mecrada bir kısa bir kitap değerlendirmesi yapmak istedim ve aşağıda bunu yapmaya çalıştım.Umarım benim için iyi bit başlangıç olur.
kolay gelsin.
Kitapta karakterlerin hayatında , kişiliklerinin şekillenmesinde önemli yer tutan Kibbutz projesinin özne olması nedeniyle Kibbutz nedir ..bilinmesi gerekiyor.bu nedenle bilgilendirme notu ile başlamak ihtiyacı duydum..
İsrail’de ortaklaşa kullanılan yerleşim bölgesi. İsrail devletinin kuruluşunda önemli etkileri olmuştur. Sosyalizm ve Siyonizmi pratik bir şekilde bir araya getiren kibbutizm İsrail’e özgün bir deneydir, ve tarihte gelmiş geçmiş en büyük ortaklaşa toplum hareketlerinden biridir.
Kibbutzun esası, tüm üyelerin genel birleşmesinden oluşur. Haftada bir kez toplanır ve kibbutz hayatının esas konularında karar verirler. Sekreteri, diğer resmi görevlileri ve fabrika yöneticilerini seçerler. Ayrıca ekonomik komite, mali, kültürel, iskan, sağlık gibi çeşitli komitelerin üyelerinin oylarıyla genel meclis karar verir. Komitler, işlerinde büro memurlarını desteklemek görevine sahiptirler.
Üretimde kibbutizm “herkes kabiliyetine göre yardım etmelidir” ilkesine göre hareket eder. Tüketimde ise bu ilke herkesin ihtiyacına göredir. Temel ihtiyaçlar merkezileşmiş yapılar yoluyla hazırlanan hizmetler tarzında yerine getirilir. Üyeler ev, elbise, yiyecek, ihtiyarlık ve hastalık anında gereken bakımı eşit esasta paylaşırlar. Ayrıca üyelerin özel ihtiyaçlarına yönelik imakanlar da vardır. Bu miktar Kibbutzun refah seviyesine ve kişisel bütçelerin çeşidine bağlı olarak değişmektedir.
Ailenin ekonomik sorumlulukları yoktur. Çocuklarla ilgili anne ve baba farklı bir ilgi ve sorumluluk yüklenmezler. Kibbutz ilke olarak çocukların yetiştirilmesini ve eğitilmesini ortaklaşa yapar. Kibbutz çocuklarının çoğu eğitilmiş bakıcıların nezaretinde çocuk yuvalarında yaşarlar. Yaşı ilerledikçe gelişen gruplar içerisinde büyür ve demokratik ilkelere göre kendilerini teşkilatlandırırlar.
İlkokul eğitimi her kibbutzda sağlanır. Orta dereceli okul için ise birkaç kibbutzun bir araya gelerek oluşturduğu okullarca verilir. Çocuklar 18 yaşına kadar 12 yıllık kesintisiz eğitime tabi tutulurlar.
Kuruluşunun üzerinden 70 yıl gibi bir zaman geçtikten sonra, değişen bir toplumda kalite ve kantite de değişimini sürdürmekteydi. Bu yüzden bazı temel ilkeleri de zamanla terk edilmiştir.
KARAKTERLER /KİŞİLER
ŞEMDA : Romanın ana karakteri öznesi..Kibutz da doğmuş..gençliğine kadar orada yaşamış.evlenmiş..daha sonra kibutz tan ayrılarak kuzeyde bir eve yerleşmiş..bir kız bir erkek çocuğu var..
Dina : Şemda’nın kızı..
GİDEON : Dina’nın kocası..
NİZAN : Dina’nın kızı..
AVNER : Şemda’nın oğlu
TOMER : Avner’in büyük oğlu
YOTAM : Avner’in küçük oğlu..
ŞLOMİT : Avnerin karısı..
RAFAEL ALON : Hastanede rastladığı kadının ölen sevgilisi..
TALİA : Gizemli ( Kırmızı elbiseli ) kadın..Avneri tuhaf biçimde etkileyen..Rafaelin eski sevgilisi..birlikte yaşarken bir müzisyen le kaçar…Amerikaya gider döndükten sonra Rafael ölene kadar beraber olurlar…
Zeruya Şalev, fonda İsrail’in yakın geçmişinden ve bugününden çarpıcı kesitler verdiği Ve Yeniden Başlar Hayat’ta, günlük hayatın koşturmacasına kapılmış bizleri, başlangıç noktasına, içine doğduğumuz yuvaya götürüyor aslında.
Şemda Kibutz da doğmuş annesi sık sık yurt dışına gitmiş bu nedenle babasıyla büyümüş bir kadındır.Babasının kibutza ve felsefesine sıkı sıkıya bağlı olması genç Şemdayı çok etkilemiş daha sonra evlenip iki çocuğuyla yaşadığı dışarıdaki hayatına dengesizlikler yaşamasına sebep olmuş, aynı dengesizlik çocukları Dina ve Avner i de yakalamıştır.
Hayatın akışı herkesi bir tarafa savurmuştur. Şemda’nın hastalanması , kahramanların geçmişlerini yüzleşemeye itmiştir.
Bir hastane yatağında son yolculuğuna hazırlanan, geçmişin acı dolu anılarına mesken olmuş anne Şemda. Annesinin yaklaşan ölümünün, işindeki, evliliğindeki tatminsizliklerin etkisiyle tüm hayatını gözden geçiren oğlu Avner. Avukat olan Avner özellikle Filistinli göçmenlerin davalarında yaşadıklarıyla iyice dengesi bozulmuştur.
Ve annesinin sevgisizliğini, kendi kızını tutkuyla severek gidermeye çalışan, bir çocuğu evlat edinme gibi ailedeki dengeleri altüst edecek bir karar vermenin eşiğindeki kızı Dina. Ardımızda bırakamadığımız geçmiş ve gözlerimizi kaçıramadığımız gelecek…
Geçmişteki sevgilerin yaralarını yeni sevgilerle sağaltmaya çabalayan bireyleri, yıkıntılar altında kalmayı reddeden arzuları anlatıyor. Bütün dönemeçlerini bildiğimiz halde durduramadığımız kaderin akışına rağmen, bizi en zor anlarımızda yaşama geri döndüren tılsımın peşine takılıyor yazar. Ve ısrarla, “büyüyüp gelişen bir ağaç ile toprak birbirine ne kadar yakınsa, mutluluğun da o kadar yakın olduğunu” vurguluyor, bu baş döndürücü romanında…
Şalev’in kahramanlarının hep hayatla derdi vardır.Mutlulukla mutsuzluk arasındaki mesafeyi çok çabuk katederler.Bu mesafe bazen birbirine çok yakındır,bazen de çok uzak.Üstelik katettikleri noktada sabır yoktur.Huzur hep o mesafede henüz bulamadıkları bir noktadadır.Bu nedenle hiçbir noktada uzun süre kalmazlar.Hayat bir nehir gibi zaman zaman hızla zaman zaman yavaşça akmaktadır.
Kendileriyle bitmek bilmez bir didişme içindedirler.Geçmiş lanet bir gölge gibi peşlerini hiç bırakmaz.Kendileriyle uğraşırken bir yandan da toplumla hesaplaşırlar.Kibutz onlarda kapanmayan yaralar açmıştır.Kabuk bağlasada en ufak darbede yine yara açılır ve açık yara yine sızlamaya başlar. Ama ne olursa olsun ne yaşanırsa yaşansın hep bir umut vardır.Zor da olsa uzak ta olsa orada duruyordur ve ulaşmak imkansız değildir.
Şalev okurdan dikkatini dağıtmasını istemez,hem de hiç..Okurken konsantrasyonunuz biraz dağılırsa beklide en can alıcı cümleyi kaçırabilirsiniz o uzun paragraflarından birinde.
Konuşmalar satırların arasındadır hep.. neredeyse satır başı yada paragraf yok gibidir.bu sizi endişelendirmesin ..zor ama su gibi akar satırlar..
Ve her kitap kritğinde olduğu gibi kaçınılmaz bölüme geldik ..sunuyorum..
Kitaptan
Yaşamış olduğun aşkı kimse alamaz senden, o sana aittir, senin ona verdiğin sevgi de, onun sana armağan ettiği de içinde yaşayacak hep; günün birinde yeni aşklar kuracaksın üzerine… Biz, hepimiz siklamenler gibiyizdir, soğanlarından, yumrularından yeşeririz, kendimizi korumak ve yenilemek yetisine sahibizdir, duyuyor musun?”
ve yine klasik bir sonuç bölümü cümlesi ile bitirmeliyim..Bu kitap okunacaklar listenizin başlarında olmalı bence.