Vazgeçiyorum. Bu sefer tamda şu satırın sonunda vazgeçiyorum. Aldığım nefese inat dolan göz bebeklerime inat vazgeçiyorum. Sevgiden uzak, deniz kıyısına konmayan bankın olduğu şehirlerden uzak, kirli hayatların olduğu evlerden uzak. Gidiyorum. Tam da şu imlası sonlanmamış cümlenin sonunda gidiyorum. Giderken yazıyorum ha. Elim kalem tutuyor da bağıra bağıra kaçarken yazıyorum. Duyduğunuz çığlıklarım değil ayaklarımın sonsuzluğa basışından kalbimi attırıyorum. Beden yürüyor da kalp atıyor mu? Tenden kurşun geçiyor da nefes aldırıyor mu? Yaşınız gözyaşı olup hissiz nefretinizi kusturuyor mu? Yaşayamadıklarınız içinizde kalanlar bardağın son damlasını taşırıyor mu? Ya da… Boş bardağı doldurmaya yetiyor mu?