Akepe 2002 yılı seçimlerini % 34,6 oyla 1. Sırada tamamladı tamamlamasına ama kurucusu lideri daha doğrusu varlık sebebi olduğu Recep Tayyip Erdoğan meclis dışındaydı. Çünkü yasaklıydı.
Ne kadar sevmesek de beğenmesek de Recep Tayyip Erdoğan’ın söylem ve eylemlerini bu ülkemiz için yüzkarası idi. Zira bir ülkenin en yüksek oyunu almış partisinin lideri meclis dışında olamazdı. Bu ayıp temizlenmeliydi. Demokrasi ve cumhuriyet anlayışımıza yakışmaz halkın en yüksek oyu verdiği partinin genel başkanını dışarıda bırakmak. Bu en başta oy vermiş insanlara hakarettir.
Bu ayıbı temizlemek için yasal yollar lazımdı elbette ve bu fırsat Siirt’teki seçimlerin bazı sandık kurullarının oluşturulmadığı, kırık olduğu vesair itirazlarla iptal edilmesi için seçim kuruluna başvurmasıyla doğmuş oldu.
16 Mart 2003 de yapılan seçimle Recep Tayyip Erdoğan milletvekili seçilmiştir ve ardından emanetçi olduğu Recep Tayyip Erdoğan için 2. Adamdan öte olamayacağı anlaşılması gereken Abdullah Gül’den başbakanlığı devralmıştır.
Recep Tayyip Erdoğan’ın meclis dışında olduğu dönemde meşhur yabancı ülke askerlerine izin veren 1 Mart tezkere reddedilmişti.
Recep Tayyip Erdoğan mecliste olsaydı bu tezkere geçmez miydi ? Bu soruyu soralım kendimize ve etrafımıza iyice. Sonra Devlet Bahçeli’nin hep dillendirdiği 116 karanlık günde ne yaptın kimlere ne sözü verdin diye sorgu ve suallerini akıllarımıza getirelim. Sonra ne mi yapalım ?
Amerikan askerinin evlerine sağ salim dönmesi için dua ediyorum diyen Başbakanı
Çuval Olayını
Ben Büyük Ortadoğu Projesinin ( Asıl adı Büyük Ortadoğu İnsiyatifidir) eş başkanıyım şeklinde Başbakanın ağzından çıkan kendine göre övünç bize göre ise Müslüman kanının döküldüğü ve coğrafyanın yeniden dizayn edilişini
Açılım adı altında yapılan Habur rezaleti, 36 etnik gruptan bahseden başbakanı batıya gidince milliyetçi doğuya gidince kürtçü iç anadoluda Müslüman edebiyatının yapılışını
Sonra ne oldu 11 Yılda 93 ülkeye 305 ziyaret yaptı. 14 kezi ise ABD’ye idi.
Obama’nın RTE ile görüşme esnasında basına servis edilen beyzbol sopalı fotoğrafını ise akepe sempatizanları önemsemese de bize göre anlamı açıktır. Sözümüzden çıkma ne deniliyorsa onu yap demektir. Bu fotoğraftan hiçbir anlam çıkmayacağını beyan eden akepe sempatizanlarına sorun bakalım Rahmetli Bülent Ecevit’in ABD başkanı ile görüşmelerinde basına servis edilen fotoğraflara bakarak nasıl da eleştiriyordunuz ?
RTE’nin kendisinin sahte kabadayılığının yansıması olan yabancı yetkililerle görüşmesinde ayak ayak üstüne atması ile karşılaştırıyordunuz da bu beyzbol sopalı fotoğrafın servis edilmesinin anlamı için kafa yormuyorsunuz ya da neden inkar ediyorsunuz ?
Bu beyzbol sopalı fotoğrafın servis edilmesi başlı başına MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 116 karanlık günde kimlere ne söz verdin nasıl anlaştın da meclise girdin sözünü teyit eden aşikar bir delildir. Zira bize üniversitede uluslararası ilişkiler alanında öğretilen şu idi.
Hiçbir eylem ya da söylem boşuna değildir uluslararası arenada. Her şeyin bir anlamı vardır ve gelişigüzel söylenmemiştir. O fotoğrafın hiçbir anlam taşımadığını okuduğu sadece magazin sayfaları olan insanlara inandırabilirsiniz…
İnanıyoruz ki o karanlık 116 gün iktidardan devrildikleri zaman aydınlanacaktır. Bu ülkenin kaderi kimsenin siyasi istikbali için feda edilemez.
Başta dedik ya Recep Tayyip Erdoğan’ın en yüksek oyu alan partinin genel başkanı olarak meclis dışı kalması demokrasimizin ayıbıdır ve temizlenmelidir. Fakat bu ayıbın temizlenmesi için ülke menfaatlerini hiçe saymayı da geçerli kılmaz.
Recep Tayyip Erdoğan eğer okuduğu şiir yüzünden ceza almasaydı ve muhtar bile olamaz söylemleriyle aşağılanmasaydı siyasi yasaklı olmazdı ve yapılan seçimlerde o kadar yüksek oy oranını yakalayıp iktidara çöreklenmezdi.
Tayyip Erdoğan’a o Şiiri okutan da o şiir yüzünden hapse koyan da bu tezgahın baş aktörüdür ve uzaklarda aranmalıdır…
www.turkcegorus.org