Doğum günümden bir hafta önce öldü dedem.Öldü demek zor geliyor,çünkü inanmak istemiyorum.Odasında,yanına inmemizi bekliyor gibi hâlâ…Her pazartesi hastaneden gelen haberi hatırlıyorum.İlk büyük acım.Pazartesiler zaten iğrençtir,daha bir ürkünç artık,daha tiksinç.Bazı kişiler “öldü,kurtuldu” diyor.Ölüm bir kurtuluş yolu mu ki?Sanmıyorum.Her acı çekenin ölmesi lazım bu düşünceye göre.
İlk hafta gördüğüm komik olaylar karşısında güldüğümde kendimi suçlu hissettim.Nasıl gülebilirim diye,saçmalamışım.Etrafımda erkek arkadaşından ayrıldığı için ağlayan arkadaşlarım var.Komik geliyor kulağa.En ufak olaylarda bile gözyaşı dökmek acizliktir.Ağlamayı sevmiyorum.Güçsüz gösteriyor.
Basit sorunları olan insanlar ortalıkta anlatıyor herşeylerini,patavatsızlık bence.Daha zor durumda olanlar paylaşmıyor kimseyle.Bazıları da sadece kendi dertleri var sanıyor gibi.Kendi anlatıyor ama bir “nasılsın?” sorusunu çok görüyorlar.En çok gözyaşı döken tipler bunlar.Ne zamandır ağlamıyordum bende.Dedem “ben öldüğümde ağlamayın” demişti.Sözümü tutamadım.