Soğuk mutluluğu kaldırımların
Evsizler,belki mutludur bu saatte
Döndürdüm değirmeni,yine bana geldi
Ne zaman harekete geçeceğim
Bak,bak bahar da geliyor hem
Sıcağı hiç sevmem ama
Siren sesleri aklımın ucunda yankılanıyor
Beynimin ipini parmaklarımla tutmaya çalışıyorum
İpin en ucuna duygularımı diğer ucuna kendimden kalan boşluğu koyuyorum
Ve bir iletişim huzursuzluğu,ip kopuyor
Duygularım o boşluğa doğru sonra hepsi hızlı bir şekilde beynime çekiliyor
Rahatsızım varolmamdan,kendimin varolmasından
Biraz önce kirli bir tabağın içinde yansımamı görebildim
Bu görünmenin verdiği sıkıntıyla birlikte,midem sık sık tuvalete çıkıyor
Ölü bir kitap sayfası kendini değiştiriyor
Bir tanrı yardım ederdi belki yokoluşuma
Siyah her zaman en sevdiğim renk değildir
Aynada kendimi henüz büyümemiş bir acı ile birlikte gördüm
Siyah her zaman en sevdiğim renk olmadı
Büyük kalem tutan ellerim,ki benden büyük gibiler
Yazılıp çizilenlerden bir hayli rahatsızım
Rahatsızlık,kendimden kaptığım ilk hastalık
En sevdiğim bir renk olmadı benim
Kendi hayatıma kendimin baskıları etki etti
Dur dedi dur,dur yapma
Yapamamazlık girmiş oldu kapıdan
Nedir bu benim olmayışım ?
Nedir bu karıncaların yuva kuramayışı
Tepemden tırnağıma kadar yokum
İyi ya işte daha ne isterim ki
Hem,haline şükretsin oğlunuz
Bak,bak işte bir ölü teyze
Bu olanların yanında seninki de dert mi? diyor
Gün ağarıyor yaprak yaprak içimde
Bir ihtimal daha görsem tanrının intikamı diyeceğim
Domates çorbasının tatlı kokusu mu acaba olup biten,aynada
İçeriden ses mi gelen?kim var orada ?
Orada diye bir yer yok ki ama
Uyanmak için bir ihtimal daha görebilirsem,ölebilirim sabah olmadan
Ufaladım küçük bir kadını gözlerimin önünde
Beyaz saçlarıyla ninemi anımsatıyor biraz
Dün gece de bir başka biriyle faturaları yatırmıştım
Bir an duraksadım
Ellerimi meğer ne çok şey için kullanıyormuşum,sigara yaktığımda fark ettim
Ben meğersem bir kepçe edasıyla hasta nineme mercimek çorbası ikram edermişim
Bu nineler hep hasta olur bu zamanlar
Hem ben az önce hastalığımdan hikaye yapıp küçük nineme anlattım
Yüzümün sıcaklığıyla birlikte yastığımda yeni bir volkanik dağ patlıyor
Coğrafya dersinde,yüzümün çekirdeğinden gelen bir güç bu
Öyle tuzlu ve bir o kadar da suya aşık eden
Ah…bu hiç iyi olmadı işte
İşe geç kalacağım,yol param da yok zaten
Halen,uzaklardan bir yerden rahatsız eden bir sesi dinler gibiyim
Beynim çok uzun yaşayamaz,biraz hastayım işte
Kaseme bakarım bende çorba varmış gibi içinde,mutlu oldum acınacaklığıma
Duraksadım bir an……
Duraksadım…
Öyle bir sessizlik ki…bu sessizliği yaratan benim
Bak işte bir trafik kazası
Polisler falan,bir de üstüne üstlük bıçak sesleri
Yeni bir bina dikim sesi,hemen yanında
Bir kuş havalandı işte koca şehirde,konacak bir yer bulamadı
Duraksadı bir an göz göze geldik
Duraksadım bir an….
İtiraz edemeyeceğim sayın yargıç çürümüşlüğüme
Boşanmak isterim
Perdelerimi göz göze geldiğim bir ev hanımına vereceğim
Hayatımı hastalığımla baş başa bırakıp
Annemden nane limon kaynatmasını isteyeceğim
Ve sonra..yorulacağım sanki biraz
Ve sonra..başkalarının yatakları daha da rahat gelecek
Ve sonra..Bir deliye soğuk,kuru bir çörek verilecek
Mutluluğunu da çay yapıp içecek onunla beraber
Sınırlı algısıyla,geçip gidecek
Sınırlı algımla ona bakacağım
Mutluluğumu da acılarla süsleyeceğim onunla beraber
Onunla beraber
Bir tezgahın üzerinde unuttum,bütün hayallerimi
Ben hayallerime yeni barajlar inşaa ettim
Bir delirebilirlik ki kendime doğru
İşte kasırganın ortasındayım
Annem biraz önce yatsana oğlu dedi
Neden anne ? neden ?
İşte kasırganın neresindeyim
Yatma saatindeyim
Bir delirebilirlik ki kendime doğru
Tekrarladım yine aynı şeyleri
Ey benim akıllı kalbim
Tırnaklarımı uzattım kendime doğru
Kessene şunları !!! pis herif!!!
Yatsana oğlum!!!
Yatsana!!
Yatsana!!
Nereye yetişebilirim ki çok hızlı koşsam
Kendimi kendime zımbaladım
Kendimi kendime zımbalamışım
Geldim
Gideceğim..
Hayat mı işte ? ?