Sonbahar.. Diğerleri ne düşünür umurumda değil ama sonbahar benim için başlı başına bi sanat. Artık yavaş yavaş soyunmaya başlayan ağaçların başka hiçbir yerde rastlanmayan rastlanmayan yapraklarının tonu cezbedici. O ılık rüzgar bazı yaprakları özgürce alıp götürüyor bilmem hangi diyarlara. Yapraklarda karşı çıkmıyor bu götürülüşe. Belli ki onlarda gitmek istiyor bu özlem dolu sokaklardan. Onlarda bıkmış bu hüzünden. her insanın yaşadığı ayrılıklar yüzünden döktüğü gözyaşları büyüttü belki de onların hayatla buluştuğu ağacı. Yağmurlarda yağıyor ince ince. Sokaklarda insanlar şemsiyelerle gidiyor ufka doğru lakin içlerinden biri şemsiyesini yere atıp süslü gökyüzüne kaldırdı başını. İnce ince yağan yağmur esmer tenini yavaşça öpüp aşağı doğru iniyordu. Şuan anladım o yağmuru GERÇEKTEN seviyor. Çıkıp sorsam o insanlara çoğu yağmuru seviyorum der. Ama şemsiyesini tutmaya devam eder. Belki de sevdiğinede böyle söylemişti ama aslında onu hiç sevmemişti.. Belki de bu yüzden yapayalnız kaldı.
Rüzgar usul usul esmeye devam ediyor . Bazen insanı öyle mayhoşlaştırıyor ki anlatılamaz fakat bazen öyle acı acı bi esiyor ki babandan sert bi tokat yemiş gibi acıtıyor…