Son bir kez görememiştim ya seni. Beni gözümden düşenlerle, gönlünden düşürdüğün gün gün. Son bir kez bakamamıştım gözlerinin okyanusunda boğulmaktan korkmadan. Son kez duyamamıştım dünyanın en ahenkli melodisini iki dudağından…
Ben o kadar sonum ol dedikçe, sen son’landırmıştın beni hayatında. Oysa ki ne çok sonlarım vardı uğrunda başlamadan feda edebileceğim. Vermeye hazır olduğum bütün sevgimi ellerinden düşürmüş, kalbimin kırıklarına basa basa gitmiştin ömrümden. Bana kalansa kırıklarını toplayıp, seni yaşatmaktı içimde. Her kırığımı toplarken kan kaybediyor, kırıklarıma dokundukça açılıyordu yaralarım gönlümde. Kan kaybı umrumda değildi ki zaten. Ben can kaybettikten sonra…
Günler güz yaprakları gibi birer birer düştüler avuçlarıma. Her geçen günlerde daha bi artıyor güzelliğin. Gülüşünü özlediğim… Çok yoruldum çıkmaz sokağım. Çıkmayacağını bile bile girdiğim sokaklardan. Bilmediğim simalara aşina oldum gelen sensindir diye. Seni ararken hiç kirlenmedi gözlerim başka gözlerin gölgesinde… Öyle derdin ya hani ”O gözler benim” diye. Ben hala benim de sen nerdesin yönümü kaybettiğim?
Her şeye rağmen hala seni beklemek kadar güzel sana aşık olmak. Her duamın sonunda sen dolu aminlerle Allah’a yalvarmak… Sana teşekkür edeceğim o kadar çok şey var ki, bir görsem de anlatsam…
Sahi ya! Unutmuşum. Aşkın kör gözü gitmişti gözlerinden. İnsan kusurunu gördüğüne ne kadar kayıtsız kalabilirdi ki zaten? Ben aşkına yazdığım her satırda seni aramaya, saç telinden yaptığım gönül sazımda sen doldurmaya devam edeceğim sevgili…
Umarım gittiğine değmiştir. Güzelliğin kadar eşsiz bir aşkı bulmuşsundur. Eğer ki öyleyse heba olsun ömrüm. Sen o kadar güzelken aşkına aşık olmak bile şereftir bana. Sonuma yazdığım sonlandıramadığım sevdam…