Beni dinlemeden önce ellerimi bağla doktor! Çünkü içimdeki acıyı tarif ederken kendimi kesmem gerekebilir. Tanrının benle bir zoru var sanki.Tanrı beni acı çekmem için yaratmış gibi her yerim acı. Kahkahalarım kalabalık,gözyaşım ise yalnız. İnsanlar sürekli yanındayım diyorlar ama ben her ağladığımda kendi gözyaşımı kendim sildikten sonra yanındayız demelerinin bir anlamı kalmıyor.Mutluyken herkes yanımda olup mutsuz olduğumda yanımda kimse kalmıyor.Beni acılarımla baş başa bırakıyorlar.Her gece odamda ki duvarın dibine çöküp ağlamaktan yoruldum. En iyi dostum odamdaki duvar olmaya başladı duvarda ki gölgemle dertleşir oldum artık. Çünkü insanların samimiyetleri sahteleşti. Kimi sevdiysem kaybettim. Sevdiklerimi Tanrı benden aldı. Ama yalvarırım Tanrım seninle aramdaki soruna sevdiklerimi dahil etme. Hayatımda elimden tutar gibi yapıp,aslında iten insalar var. Beni hayata küstüren. Ne demiş Franz Kafka “dayanılmaz olan aslında yaşam değilmiş,insanlarmış.” Ben de insanlara dayanamaz hale geldim artık sabrım kalmadı. Gün geliyor bazen yaşamak istemiyorum. Ben hep en büyük ihanetleri en sevdiğimden gördüm. O öyle bir şey yapmaz dediğim kim varsa yaptı. Bakıyorum sırtımdaki izlere hiçbiri yabancı değil. Ben ne hayal kursam hepsini yıktılar. Yıkılan hayallerimin enkazında öylece kalakaldım. En çok da bir daha kimseye güvenemeyecek olmam acıtıyor canımı. Sevdiklerimi kırmamak için hep sustum ben paramparça olsamda onları kırmamak için hep özen gösterdim. Ama onlar gitti. Bir gün pişman olacak olurlarsa. Neyse… olmayacak şeyleri konuşmaya gerek yok hadi artık dağılalım…