Şimdi hangi sevdanın kırmızısı rengini çalar karanlığa,
Adım adım yürürken baharların çıkış kapısına.
Bir bayrak sevmek gibi sevilir mi, en derinden bozkurt gibi ;
Hangi aşk gerçek ” Sevdanın Hilal Hali” kadar.
Yani bilinmezliğe sürüklenen gözlerimin kilit noktası,
Uzaklara bıraktığımdan beridir seni, uyku yok sevdiğin gözlerimde.
Binlerce şiir yazdım adına ve yüzlerce kere ihtilal denedim kalbinde,
Kanım aktı öylesine, velhasıl sığındığım kokun gibi aşkın oldu kabrimde.
Bir elimde tespih ve dilimden eksik olmayan Turan,
Ne dediysem ne söylediysem, kuramadım beyliğimi saçlarına.
Böyle çok severken seni, her geçtiğinde yanımdan sustum,
Sen iyi bilirsin, dik duruşumu bir senin hayallerine bozdum.
Yorgunluğum gidişinin verdiği acının netliğinden değil,
Bu yorgunluk tükenmişliğin getirisi.
Tükendi her bir zerrem ve sigaralarda ona keza.
Şimdi söyle Tanrı Dağlarının, beyliklerin yüce katunu ;
Ne için bu kazandığım savaşların ortasında çektiğim ceza ?