Alevsiz yandı sevgi terk edilen anılarda
Kül bırakmadı bu güne vazgeçilen dünlerden
Boşlukta bir şarkı kaldı geriye… Uzayıp giden…
Griye döndü renkler açılmamış goncalarda
Tersine aktı sular zamanın pençesinde
Ayak seslerin kaybolurken karanlık bir sokakta
Rüzgâr kokunu aldı götürdü uzaklara…
Elimden uçan kuşlarla saldım yüreğimi
Gökyüzünde beyaz bir bulutta dinlendi
Doldu damlalar içim gibi taşınmaz oldu
Bir yağmurun en iri taneleri gibi indi…
Kırılan dallarda bitti beşinci mevsim
Susuz kalan kırmızı sardunyalarda
Paylaştığımız bir dilim kuru ekmekte
Bir şarap şişesindeki dudak izlerimizde
Boş bir odada koşuşturan hatıralarda…
Sensiz bir akşam daha suya ererken
Işık bir tüle mahkûm oldu gölgelerde
Karanlığın soğuk elleri sardı yalnızlığımı
Her şey bir sessizliğe büründü sen giderken…
Ferhat AĞAOĞLU