Bana aşkı tanıtır mısın? Sahi nedir aşk?
Bana göre aşk uçsuz bucaksız bir okyanusa benzer.Dışarıdan bakınca gayet berrak içine girince yeni bir dünyaya açılan.Bazen korkutucu bazen gayet sevecen ve gelgitleri olan bir dünya. O okyanusa girmek için gerekirse kendi canını tehlikeye atmaktan çekinmeyeceksin. Bütün boş işlerden başkası için yaşamak,ben değilde biz olmak. Tabi bu çok uzun bir süreç. Bunun için bir tür ön hazırlık yapmak gerekir. İçine gireceğin okyanusun özelliklerini kendi adın kadar iyi bilmelisin.Sonra karşına çıkacak her türlü olaya hazırlıklı olman gerekir. Tehlikeli köpek balıklarıyla yüzleşmek yada sevimli palyanço balıklarıyla karşılaşmak gibi. Sonra her şeyden fedakarlık gerekir. Zamandan, mekandan… Sonra sabır gerekir. Karşına çıkacak her türlü olaya sabretmen gerekir. Tabi bir de okyanusun ailesi var. Okyanus yalnız değil ki. Fırtınalı bir babası,şimşekli bir ağabeysi,güneşli bir ablası ve üstünde dolaşan bazen sizi öldürmeyi bazen de sizi kurtarmayı amaçlayan bir annesi var mesela.
Başınıza gelebilecek her şeyi göze aldığınız zaman dalarsınız okyanusun dibine ve bir daha hiç bitmesini istemediğiniz rüya alemine.
Gerçi şimdilerde aşk manası olmayan üç harf haline geldi.Öyle insanlar var ki birbirlerine karşı hissettikleri o iğrenç duyguların ismine aşk diyorlar.Yada sürekli fedakarlık bekliyorlar. Ne bileyim bazen aşk dedikleri o iğrenç duygular tek bir gün sürüyor yada bir çocukla sonlanıyor. O çocuğun sonunu söylememe gerek yok sanırım.
Aşk samimi bir gülüş,içten bir bakış,bir rüya bir hayattır. Fedakarlık beklemek değil fedakarlık yapman icap eder.Uğruna dağları delmen, çöllere düşmen şiirler,türküler yazman gerekmez belki ama bundan da korkmaman gerekir. Sürekli gerçek aşklar bulmanız dileğiyle…
SENANUR BUDAK