”Acıların aşığı” dediğin; koskoca bir sağırlar ordusuydu. Onca gidişin ayak izlerini duymazdan gelenlerdik hepimiz.. Yılgın duvarların ardında, hep bir toz dumanıydık esasında. Üflediğinde uçup gitmeyen acılardı bizimki.. Yanık umutların isini giyiyorduk.. Bazen düşüyordu yanaklarımıza bir şeyler bir uçurum kenarından, bazen içimizde ölmesi gerekenleri dışımızda bile yaşatıyorduk.. Bazen ortak yanılgılarımız vardı hepimizin, çok nadiren bazen.. Bazen bazı insanların sesiyle sarıldığına inanıyorduk bize! Bazen kulaklarımızdaki puslu bir sesin görüntüsünü canlandırıyorduk düşlerimizde.. Bazen yalnızdık. Bazen yalnızlığımıza ikinci bir yalnızlık ekliyorduk aynalarımızla.. Bazen bütün evren dört duvardan ibaret oluyordu bize.. Bazen birilerine yazılmış yüzlerce kelime yanıyordu satırlarımızda, yüzlerce ateşten dize vardı çevirdikleri her sayfada, hissedebiliyor muydunuz siz, biz bazenleri? Kendini arka koltukta unutulmuş gibi hisseden, koskoca ama yalnız bir sağırlar ordusuyduk biz bazen…