Her insanın elinden alınmışlıkları vardır, benim de var. Hem de bir sürü, bunların en başında gelen şeydir hayatım, yaşama sevincim…
En barizinden hayallerim alındı elimden, elalem ne diyor bak diye diye yaşama sevincimi kaybettim ben. Bundan 5- 6 sene önce büyüyünce ben Şebnem gibi olacağım derdim ya da Meliha hiç fark etmez, gülerdi etrafımdakiler hunharca. Zaten az çok bilirdim olamayacağımı fakat bu az çok diye nitelendirdiğim şeyleri neden üstüne basa basa bana daha iyi benimsetme gereği duydu insanlar? Zerre fikrim yok. Sonra hatırlıyorum da ben Avukat olacağım derdim, ne o yalancılık düzenbazlık mı yapacaksın, hep tehditlerle mi yaşayacaksın? diyerek avukatlığı karaladılar, vazgeçirdiler. Öğretmen olacağım derdim, hadi be sen daha kendini anlatamıyorsun konular mı anlatacaksın, hem çocuklar seni deli eder dediler, pek de yerinde olmayan özgüvenimi tabana düşürerek, vazgeçirdiler. Okul öncesi öğretmeni olayım bari derdim, sen sinirlisin yapamazsın, çocukları döversin dediler ondan da vazgeçirdiler. Senarist olurum derdim, senden kat kat iyi yazanlar var sana kalır mı senaristlik dedirler, vazgeçirdiler. Sustum hemşire ol derlerdi, kan tutuyor , iğne korkutuyor olmaz derdim aman senden hemşire falan olmaz zaten derlerdi. Son kozum olarak, oyuncu olurum demiştim, seni eğitime gönderecek paramız mı var demişlerdi ondan da yaka paça vazgeçirmişlerdi.
Sonrası mı ?
Ticaret diye bir meslek lisesine düştüm , şimdi de bankacı olucam.
Kısacası, hayallerimi çaldılar elimden, hedeflerimi, kişiliğimi ve hepsinden önemlisi insanlığımı çaldılar. İşte bu yüzden kendimi bildim bileli mucizelere inanırım ben çünkü bilirim bu hayattan ancak mucizeler kurtarır beni…