Asıl hikayem nerede nasıl ne zaman başladı hatırlamıyorum aslında. 1040 sefer sayılı uçak, kaptanın “uçağımız inişe geçmiştir” uyarısı yapıktan sonra, sebebini hala umursamadığım bir nedenden dolayı düşmesinin ardından, kurtulan 4 kişiden biri olduğumda mı? Aynı gün, aşık olduğumu ilk defa hissettiğim kadının öldüğünü ve kanser olduğumu öğrendiğimdemi? Ya da intihar etmeye karar verip, kendimi öldüreceğim gün başka birini öldürdüğümdemi? En iyisi hikayem nerede nasıl başladı siz karar verin.
O gün yeni evlenmiş arkadaşımın evine gittiğim de büyük şaşkınlık içerisindeydim. ama son model televizyona (iki adet), özel tasarım mobilyalara, özel yapım içi kitaplarla dolu kütüphaneye(2 tanesini bile okumadığına eminim),yemek takımlarına şaşırmama bazıları “senin boktan evin bunun yanından bile geçemez diye kıskanıyorsun” diyebilir umurumda değil. Beni sadece bu yeni hayatını göstermek için çağırdığını da biliyorum o da ayrı bir konu. Ben yurtta aynı oda da kaldığım daha sonra aynı eve çıkıp her şeylerini bildiğim adama şaşırıyorum.
Bir pantolon, bir kazakla soğuk yurt odalarında başlayan hikayeler, bir gün gelip tüm bunlardan, kötü yemekhane yemeklerinden,yurtlardan,aileden kurtulma arzusuna dönüşür. Aslında sistemdir bu. Farkında olmadığımız bir sistem. on sekizinde öğrencilik hayatıyla başlayan bu ızdırap okul bittiğinde son bulur. Son bulacağı düşündürülür. Kötü yurtlar, kötü yemekler, az verilen aile harçlıkları, öğrenciye,bekara verilmeyen evler, verilmeyen kredi kartları, hepsi bu sistemin bir parçasıdır. Farkında olmadan herkesin katkı verdiği bir sistem. Sizi nefret ettirirler ki bunlardan kurtulmak için bir makinaya dönüşün. Çalışmaktan başka bir şey düşünmeyen, borçlara girip bitiren,sonra tekrar borca giren,sistemi sorgulayacak vakti olmayan bir makinaya.