Elimi attığım her şeyi yarım bırakıyorum bu aralar.Başladığım kitapları,filmleri,aşkları,dostlukları. Ve işin asıl yanı,rahatsız bile olmuyorum bu durumdan.Filmin sonunu öğrenip ne yapacağım ki diyorum,sanki faydası mı var? Diyorum ki,dostluğu bu kadar önemseyip ne yapacağım peki,sonunda küsülmeyecek mi? Ya aşk,o da ne diyorum,o soruyu boş geç.Sebebini bilmiyorum,her şeye soru sorar oldum.Cevaplarını da kendimden bekliyorum,başkasından değil.
-Neden,gerek mi var,olmasa da olmaz mı zaten.-
Benim yine bir sorum var;
Bir şeye sonucunu düşünerek mi başlarsın,yoksa sonunu düşünmeden baştaki güzelliğine mi kapılırsın? Ve hangisi doğru?
– Bu soru bundan 2 yıl önce aklıma gelseydi eğer,“Sonucunu düşünmek,hayat verdiğin şeyi yolun başında öldürmektir.” derdim.
-Ama bu soru aklıma,bu düşüncemden 2 yıl sonra geldiği için bugün ki benliğimle cevap veriyorum.”Sonunu tartıp biçmeden,tekrar tekrar düşünmeden,anın büyüsüne kapılıp,kimsenin eline geleceğini emanet etmemeli insan.Ne sevgiliye,ne dostta.”
Bir süredir,huzuru bulduğumu hissediyorum.Çünkü; kimseden bir beklentim yok.Yarı yolda bırakılır mıyım yine derdi yok, ben kendi yolumu çizdim.Bu hayatta en zor şey,istediğini elde etmek değil,istemediklerini elden çıkarmaktır.İstemediğim her şeyi elden çıkardım. ”Kimseye aşık değilim” cümlesi kadar rahat bir şey mi var Allah aşkına! Düşünsene,erkenden uykum geliyor artık! Huzur buymuş sanırım,normal bir insan olmaya alışmak,insanlar arasından yüzerek karaya çıkmaya çalışmaktansa,boşlukta oradan oraya savrulmakmış.