Hayatın akışına kıvrılıp ayak uydurduğumuz o en güzel anlarda en büyük talihsizlikleri yaşıyoruz. Oysa nasıl mutluyuz umutluyuz o anlarda. Umulmadık üzüntülere çarptırılıyoruz kimi zaman. Hayatımızın her dönemine denk gelen kriz anlarıdır kendileri. Her şey iyi hoş ama kimlere bu cesareti, nasıl veriyoruz? Hepimiz eminim ki bu insanları hayatlarımıza alırken beklentilerimizi en yüksek seviyede tutuyoruz. Sonrasında gelen her hataya her pişmanlığa boyun eğiyoruz ki ben bunu ikinci şansların binlerceye dönüşümü diye nitelendiriyorum.
Kimimiz tüm bu olası ihtimalleri çok hızlıca atlayıveriyoruz ki kuvvetle ihtimal daha az duygusal olanlarımızdır onlar. Bu dönemi sancılı geçirenlerimiz ise işte onların vay haline. Eskileri sayısız kere gözden geçirmeler, pişmanlıklar, keşkeler havada uçuşurken haftaları aylara zincirleyen sınırsız sorular. Tek iyi yanı bunu birtakım insanların tecrübe edinmek olarak yaftalamasıdır ki tam manasıyla doğrudur. Lamı cimi yok bu iş böyleydi, böyle ve böyle olmaya da devam edecek.
En acınası olan buda değil esasen bu insanların sayısız kere başka başka hayatlara girip aynı şeyleri yaşatmalarıdır.