Mutluluk… Ne güzel bir şey değil mi? Mutluluğu sevmeyen yoktur herhalde. Mutlu olmayı da… Mutlu olmak bazen zor gelebiliyor. Tamam, kabul etmeliyilim ki her zaman zor. Çünkü hayatın akışı, insanların halleri ve iş güç sırasında olan olaylar insanları mutsuzluğa yol açabilir. Her şeye rağmen nasıl mutlu olunur diye merak ederken, gerçekten mutlu olmamız gereken durumlar buldum. Misal bir saniye bile gözümüzü kapattığımızda hissettiğimiz o korkuyu görme engelli insanlar her gün, her saat, her dakika hatta ve hatta her saniye yaşıyor. Kendimizi onların yerine koysak ya. Her gün annenizi, babanızı veya bir sevdiğinizi hatta KENDİNİzi göremediğinizi düşünsenize. Zor değil mi? Bir de sağır insanları ele alalım. Annenizin sesini duymadığını düşünebiliyor musunuz? Kuşların sesini duyamadığınızı? O da zor. Hem de çok.
Kendini mutsuzluğa adayanlar her zaman mutsuzdur bence. “Ben mutsuzum, bir daha mutsuz olamam.” gibi düşüncelere kaptırmamak gerekir. Yoksa ciddi anlamda mutsuz oluruz.
Ben ne zaman mutsuz olsam kendimden daha kötü olan insanları düşünürüm. Daha yeni de dediğim gibi duyamayanları, göremeyenleri, engelli insanları düşüncükçe halime şükrediyorum. Ve bu bile beni mutlu etmeye yarıyor. Her nefes aldığımda mutluluğum kat kat da artıyor. Sabahları uyanınca “Bugüne de çıktım.” demeliyiz bence. O zaman mutluluğu buluruz.
Bal arıları her bal yapacak çiçek özü bulduğunda Allah’a şükrediyordur belki. Bal yapma umidiyle taşıdığı minik bedenini, bal yapmak için çabalayan kanatları çiçek özü bulmak için çırpınıyor. Bal yapacak çiçek özünü bulunca da dünyalar onun oluyor.
Mutluluğu basit şeylerde aramak gerekiyor belki de. Hayatın bize sunduğudur bu. Bazen küçük bir çikolatada, bazen kitapta, bazen doğada, bazen müzikte… Mutluluk her yerde aslında. Tek yapmamamız gereken onu küçük şeylerde aramak ve şükretmek!
Mutluluk, seni düşününce bile mutlu oluyorum!..