Yılların intikam hayali ellerimde can buluyor. İnsan bazen neden bu kadar sahte olabilir diye soruyorum. İnsanlar benim gibi olanlar ve ya olmayanlar birer aptal. Doğaya zarar veren, ekosisteminin kafasını kıran, hata ile bağdaşan bir canlı ne denli sevilebilir ki? Ben sevmiyorum zaten. Her halükarda sevmek zorunda da değilim. Onlar benim için lüzumsuz birer varlıklar. Az düşünmeyi iyiye kullansalar, az beyin sınırlarını işgal edenlere karşı çıkabilseler bu dünya hiç olmadığı kadar yaşanması güzel bir yer olur. Kir yok, pislik yok, menfaat yok.
Bildiğim şeyler insan adlı lanet canlının yaptıkları. Kendi cinsini öldürmek çok haysiyetsizce. Ama ben de bunu yapmıyor muyum? Benim yaptığım tam da bu! Ben bir insan olarak başka insanları öldürüyorum. Fikren! Bu pek iştah açıcı bir durum değil ki zaten iştah açmamalı. İştahın içine etmeli. Edebildiğim kadar insandan nefret ediyorum. En çok nefret ettiklerime de zarar veriyorum.
Öyle böyle değil. Ben insan değilim. Kendimi sadece bir koruyucu olarak nitelendiriyorum. Doğaya zarar verirse bir insan ben de ona zarar veririm. Eğer bir insan bir hayvanı öldürürse ben de onu öldürürüm. Kısasa kısas! Ki bunu hak ettiklerini düşündüğümden bu benim için pek sıkıntı değil.
Ağaçlar ağlar mı acaba onları kestiğimiz zaman? Ya da hamam böcekleri ne düşünür onları ezdiğimiz vakit? Bir aslan ne anlatır eşini kafese tıktığımız an kükreyişinde? Lanet olası bir insan hak etmez mi dünyaya zarar verdiği için ölmeyi? Darağacında sallanan, morarmış bedeni ne der aklına? Küfür etmez mi, isyan etmez mi yaşadıklarına? Bir ceylan yalnız kaldığı zaman nereden bilecek bir tüfek kurşununa av olmayacağını? Özgürce uçamaz mı keklikler? Ne zaman doyacak insanoğlunun aç gözlülüğü?
Halsiz bedenimden geriye intikam duygusu artmış. Küçükken de böyleydi. Her zaman doğaya ve unsurlarına gördüğüm kişilerle kavgaya tutuşurdum. Çoğunluğu erkekti. Ah erkekler! Önce onların soyu tüketilmeli! Arada ben de olsam dahi!
Normalde beyaz olan bulutlar artık gri. Yağmur yağmıyor, doğal halinden uzaklaşmış hali böyle. Yağmur yağmayalı uzun zaman oldu. Gökyüzünün ağlamasına hasretim. İçime işlemeyen damlaların halsizliği ile insanoğlundan nefret ediyorum.
Hepiniz, herkes ölmeli. Kahrolası hayatlarınız son bulmalı. Benim salak saçma hayatım da dahil. Bi farkım olmadığını kabul ediyorum çünkü içimiz aynı. Ormanı ateşe veren bir hayasız ile benim organlarım aynı. Bundan hiç haz almıyorum. Ben böyle bir canlı değilim ki onları da canlı olarak nitelendirmiyorum. Onlar birer asalak, onlar birer parazit!
Bazen her şeyi bırakıp intihar etmek istiyorum ama savunduğum davayı es geçmek; nıç nıç nıç. Bu benim tarzım değil.