Kırık camlı hayalleri çiğnedi yüreğim yine.
Sabahın erken saatleriydi.
Ne düşünüyor olabilirdi ki akıl böyle saklı bilmeceler içinde.
Sihir de bir yere kadar öyle ya,
Ne sen Pamuk Prensessin küçük cüceler içinde
Ne de ben Guliver’ im devler ülkesinde.
Bir fasulye sırığında tırmanmadım ben düşlere.
Kırmızı başlıklı kız bile bilmemiştir belki aşkın rengini giydiğini
Sonra sen çok mu masum çıktın yani tüm masallardan.
Bir söz çıkarsa dile yaraşır işiten değerini bilir merak etme.
Gittiğinde kaldığın yerlere benzetmeni isterdim yüreğimi
Kaldığında yaktığın yerlere değil…
Hırsızdı biraz yatağındaki gözler en az sözler kadar.
Çıktığında yorulduğun merdivenlerdeki ayak izleri aslında eski değil hiç.
Hasretini pişirdim bu akşam
Karnımı doyurmak için değil açlığımı anlarsın belki diye…
Ey sen tüm masallarda bin bir renge boyadığım,
Çocukken anlamıyor insan ama büyüdükçe sanırım masallarda barındırmıyor artık yalancı renkleri.
Kuru öksürük gibi ansızın yerleşiverince içime
İmzasız reçetelerle çare aramak nafile.
Unutma içinde bitiremediğini kafandan söküp atamazsın.
Kırık kalemin bile bir hatırı olacaksa eğer
o da son cümlesini böyle yazsın…
Artık b.i.t.t.i………………
4 comments
Alkış işareti olsaydı, buraya o gelecekti. Tebrik ederim
Gerçekten emek sarf edip hissederek okuduğunuz için ben size teşekkür ederim. Umarım bundan önceki ve sonrasında gelecekleri de beğenirsiniz.
Akıcılığı ve yazı dili güzel.. Kalemine sağlık..
Teşekkür ederim. Beğenmenize sevindim.