Leonardo Da Vinci bir ressam, mucit, heykeltıraş ve yazardı. Da Vinci’nin Mona Lisa ve benzeri sanat eserleri, heykelleri ve bilimsel notları, başta İtalya olmak üzere tüm dünyada büyük bir hayranlık uyandırır.
Da Vinci’nin Gizemi
Ancak tüm bu şöhrete rağmen, Da Vinci’nin çalışmaları ve kişiliği ile ilgili birçok detay gizemini korumaktadır. Zira bu sıra dışı sanat adamı, arkasında birçok yarım kalmış sanat eseri ve proje bırakmıştır. Onun hakkında bildiğimiz en net şey, eserlerine muhteşem zekâsını yansıtabilen bir ressam olduğudur. Buna karşılık, yarım bıraktığı sanat eserleri sebebiyle odaklanma sorunu yaşayan biri olduğu izlenimini de vermektedir.
Leonardo Da Vinci Kimdir?
Leonardo Da Vinci, İtalya’nın bir kasabasında yaşayan varlıklı bir avukatın, yine aynı kasabadaki bir köylü kadından olan gayrimeşru oğluydu. Buna özellikle vurgu yapmamın sebebi, Leonardo’nun o dönemin soylu ailelerinde doğan çocuklar gibi köklü bir eğitim almamış olmasına dikkat çekmek aslında… Da Vinci, aristokrat ailelerin çocukları gibi, Antik Yunan ve Latin kökenli eğitim almamış ve temel matematik kuramlarını öğrenmemiştir. Ancak tüm bu doğuştan gelen olumsuzluklara rağmen, çağının en önemli sanat ve bilim insanlarından biri olmayı başarmıştır.
Da Vinci’nin Yeteneğinin Keşfedilmesi
Da Vinci, İtalya’nın Floransa kentine yakın bir kasabada 1452 yılında dünyaya gelir ve babası tarafından büyütülür. 15 yaşındayken sanata olan eğilimi sebebiyle, güzel sanatlar eğitimi alması için Floransa’ya gönderilir.
Andrea del Verrocchio isimli bir ressamın yanında çırak olarak çalışmaya başlar. Verrocchio, 1475 yılında Baptism Of Christ isimli tabloyu resmeder ve birçok tarihçiye göre bu tablo Da Vinci’nin dehasının ilk görüldüğü eserdir.
Verrocchio, genç çırağı Leonardo’dan meleklerden birini ve elinde tuttuğu cübbeyi resmetmesini istemiştir. Ancak çırağın şöhreti sonradan hocasını fersah fersah geride bıraktığı için; bu tablo Verrocchio’nun bir eseri olarak değil de, Leonardo’nun sanat dünyasına ilk adımı olarak bilinir.
Da Vinci’nin Biyografisini Yazan Giorgio Vasari’ye Göre Da Vinci’nin Tablodaki Payı
İtalyan sanatçı ve yazar Giorgio Vassari, Leonardo Da Vinci’nin yaşamını kaleme almış ve üstteki tabloda Da Vinci tarafından resmedilen meleklerin, Verocchio tarafından resmedilen geri kalanından sanatsal olarak çok üstün olduğunu belirtmiştir. Çırak ustasını gölgede bırakmıştır.
Da Vinci’nin Yaratıcılık İle İmtihanı
Leonardo Da Vinci’nin bir insan olarak fiziksel kapasitesi, yaratıcılığının çok gerisinde kaldığı için; sıkça başladığı işleri yarım bıraktığı söylenir. Da Vinci’nin her şeyi erteleme ve yarım bırakma konusunda eleştirilmesinin en büyük nedeni, sonu gelmez yeni fikirlerden dolayı devamlı yeni şeyler üretmeye başlaması ve eski işleri bitirmeyi ertelemesinden kaynaklanır.
Da Vinci’nin yarım kalmış eserlerinden en ünlüleri şunlardır: Uffizi Müzesinde sergilenen Annunciation (1472) ve Adoration of the Magi (1481). Vatikan’da bulunan St. Jerome in the Wilderness. Paris’in Louvre Müzesindeki Virgin and Child with Saint Anne.
Bu tablolar ve hatta dünyaca meşhur Mona Lisa, Leonardo Da Vinci tarafından bittiği asla resmi olarak açıklanmamış ve ömrü boyunca sürekli üzerinde düzeltmeler yaptığı tablolardır. Da Vinci bu eserlerinde sürekli bir eksik görmüş ve onları yarım kalmış eserler olarak bekletmiştir.
Da Vinci’nin Diğer Ressamlara Göre İşi Çok Ağırdan Alması
Da Vinci hakkında öne sürülen tespitlerden biri de, eserlerini çok yavaş meydana çıkarmasıdır. Mesela dünyaca ünlü Son Akşam Yemeği (Last Supper) tablosu üzerinde üç yıl uğramış. Mona Lisa tablosunu resmetmesi ise tam beş yıl sürmüş ve Da Vinci’ye göre hiçbir zaman tam olarak bitmemiş. Adoration of the Magi tablosu üç yıl sürmüş ve asla Da Vinci tarafından tamamlandığı açıklanmamış.
Da Vinci’nin Doktorlardan Çok Kadavra Tetkik Etmesi
Uzmanlara göre Da Vinci, sanat tarihinde insan anatomisini en iyi betimleyen ressamlardan biridir. Ancak bu kesinlikle bir tesadüf değildir. Zira Da Vinci, birçok insan kadavrasını parçalara ayırarak incelemiş ve resimlerine uygulamak üzere bir ölçeklendirme yapmıştır.
Farklı boy ve ağırlıklarda toplam 30’dan fazla insanın anatomisini inceleyen Da Vinci, bu araştırmayı yaparken aldığı notlar ve kullandığı teknikler sebebiyle, tıp literatürüne girmiştir. Esasında bir sanatçı olan Da Vinci, insan anatomisi üzerine yapılan araştırmaların öncüsü olarak kabul edilir.
Da Vinci’nin incelemeleri St. Jerome in the Wilderness tablosunda kendini göstermiştir. Tablonun ana öğesi olan Aziz Jerome; omuzları, sırtı ve tendonları ile insan anatomisini kusursuz bir şekilde yansıtmaktadır.
St. Jerome Tablosundaki İnsan Vücuduna Dair Görülmemiş Mükemmellikte Detaylar
Da Vinci’nin Vitruvius Adamı Nedir? Nerede Sergilenir?
Da Vinci ömrü boyunca onlarca not defteri doldurmuş ve bu defterleri çeşitli çizimler ve eskizler ile süslemiştir.
Da Vinci’nin bu eskizleri arasında en ünlüsü ise hiç kuşkusuz Vitruvius Adamı (Vitruvian Man) isimli çizimdir. Bu eser Venedik’teki Gallerie dell’Accademia Müzesinde muhafaza edilmektedir.
Vitruvius Adamı, aslında Da Vinci’nin bir başka sanatçının not defterine çizdiği bir eskizdir. Bu eskizin sayısız kopyası yapılmış ve tüm dünyaya yayılmıştır. Ancak orijinal eseri herhangi bir sanat eseri gibi gözlemlemek mümkün değildir. 500 yıllık bu defter yaprağı öylesine hassastır ki; yalnızca özel sergilerde, kısıtlı bir zaman zarfında gösterime açılır.
Vitruvius Adamı, Da Vinci’nin araştırmaları sonucunda ortaya çıkardığı, insan vücuduna ilişkin Altın Oran’dır.
Leonardo Da Vinci Çizimi Viruvius Adamı (Vitruvian Man)
Da Vinci’nin Son Akşam Yemeği Eserinin Garip Hikâyesi
Da Vinci’nin Son Akşam Yemeği isimli eserini meydana getirmesi, oldukça ilginç bir takım olaylar zincirinin sonucunda olmuştur. Da Vinci’nin Santa Maria delle Grazie kilisesinin duvarına resmettiği bu şaheserin ortaya çıkması için, ölüm cezası ile yargılandığı Floransa’yı terk etmesi ve Milano kentinin Fransızlar tarafından işgale uğraması gerekecekti. Kulağa oldukça garip gelen bu olayları biraz açalım.
Da Vinci, etrafında birçok genç adam bulunduğu için dine ve toplum ahlakına aykırı ilişkiler içinde olmak ile suçlanmış ve mahkemeye çıkarılmıştır. Ölüm cezası ile yargılandığı bu suçlamadan beraat etse de, olanlardan çok rahatsız olmuş ve Floransa’yı terk etmeye karar vermiştir.
Da Vinci’ye, Milan kentinden zengin ve soylu Sforza Ailesi’nin himayesine girmesi ve eserler üretmesi teklif edilir. Dük Francesco Sforza onuruna dünyada o zamana dek yapılmış en büyük at üstünde insan heykelini yapacaktır. Da Vinci bronzdan yapılması istenen bu heykelin önce kilden bir modelini yapar ve onay alır. Ancak tam gerçek heykelin inşasına girişecekken bir savaş patlak verir. Fransız ordusu Milano’yu işgal eder ve şehri savunanlar Da Vinci’den kendisine tahsis edilen bronzları alıp, top mermisi dökmek için kullanırlar. Ne var ki şehir düşmüştür. Bu kez de Fransız askerleri Da Vinci’nin kilden heykelini atış talimi için kullanır ve yok ederler.
Da Vinci heykeli hiçbir zaman yapamamış olsa da, Sforza Ailesi için Son Akşam Yemeği freskini resmeder. Ancak daha önceki satırlarda bahsettiğimiz Da Vinci’nin işi çok ağırdan alması burada bazı sorunlar yaratır. Yağlıboya tekniği ile tablolar yapmış olan Da Vinci, fresk tekniğinde boyaların hızla kuruması sebebiyle muvaffak olamaz. Da Vinci’nin işini kanıksayarak yapabilmesi için, yeni bulunmuş olan ve kuru duvara uygulanan bir tekniği riske etmesi gerekecektir. Da Vinci bu tekniği kullanarak, dünyaca ünlü freskini ortaya koyar.
Leonardo Da Vinci Eserlerinden Son Akşam Yemeği (The Last Supper)
Son Akşam Yemeği’nin Günbegün Yok Olması
Leonardo Da Vinci, yeni tekniği ile bir fresk ortaya çıkarmayı başarmış olsa da, aslında bu tekniğin klasik fresk tekniği kadar dayanıklı olmadığı hemen ortaya çıkmıştır. Tablonun resmedilmesinin hemen ardından bozulmaya başlaması, bu tekniğin kalıcı eserler üretmek için uygun olmadığının anlaşılmasını sağlamıştır.
Ne var ki, Son Akşam Yemeği freskinin çilesi bununla bitmez. Önce freskin resmedildiği duvarın altına bir kapı yapıldığı için zarar görür. Ardından da freskin olduğu kilise II. Dünya Savaşı’nda bombalanır. Kilisenin tamamı yok olduğu halde, freskin olduğu duvar mucize eseri ayakta kalmıştır.
Günümüzde Son Akşam Yemeği freski onarılmış ve çok sınırlı olarak gösterime açılmıştır. Tablonun olduğu salon sabit bir sıcaklıkta tutulmakta ve eseri görmek üzere bir seferde en fazla 25 kişi içeri alınmaktadır. İçeri giren ziyaretçilerin resmi incelemek için yalnızca 15 dakika zamanı vardır.
Da Vinci’nin Kendini Ressam Değil Mucit Olarak Görmesi
Da Vinci, Mona Lisa’dan dolayı genel olarak bir ressam olarak bilinir. Oysa hayatı boyunca ortaya koyduğu eser sayısı yalnızca 20’dir. Van Gogh isimli ressamın hayatı boyunca çizdiği 2000 resim ile karşılaştırınca, Leonardo Da Vinci üretkenlik konusunda oldukça kısır gibi gözükür. Ancak uzmanlara göre Da Vinci zaten kendini asla bir ressam olarak görmemiştir.
Leonardo Da Vinci, kendini bir ressamdan çok bir mühendis ve mucit olarak görmekteydi ve Milano kentinde Sforza ailesinin yanında bulunduğu dönemde, bu yeteneklerini sergileyecek geniş bir alan buldu. Rönesans dönemi boyunca Avrupa’da süregelen savaşlar ve rekabet, savaş alanında yeni icatların önem kazanmasına sebep oldu.
Sanat ve bilimi bir bütün olarak kabul eden Da Vinci, 17 yıl boyunca Milano Dükü için çeşitli projeler tasarladı ve bu projeleri gelecek kuşakların anlayabileceği bir şekilde notlara ve çizimlere aktardı.
Tasarlanan makinelerin bir kısmı, günümüzde Milano kentindeki Leonardo da Vinci Bilim ve Teknoloji Müzesinde sergilenmektedir. Da Vinci’nin sonsuz hayal gücü ile üretmiş olduğu ilkel tanklar, helikopterler ve diğer mühendislik harikaları, bu müzede çeşitli videolar ve çizimler ile ziyaretçilere anlatılmaktadır.
Leonardo Da Vinci’nin Tasarımları Dünyada Birçok Müzede Sergileniyor
Da Vinci’nin En Gizemli Eseri Mona Lisa
Dünyanın en bilinen ve en fazla sayıda kopyası üretilen tablosu, şüphesiz ki Mona Lisa’dır. Mona Lisa tablosu hakkında üretilen söylentileri ne ispat etmek, ne de yalanlamak mümkün değildir. Tablonun sınırsız şöhreti sebebiyle, bu iddialara her gün bir yenisi eklenmektedir.
Mona Lisa’nın Leonardo’nun sevgilisi olduğu, Mona Lisa’nın hamile olduğu için gülümsediği ve Mona Lisa tablosunda bazı gizli şifreler olduğu en popüler iddiaların başında gelmektedir. Bunların hiç birinden emin olmasak da, emin olduğumuz bir şey, bu tablonun yaptığı tüm resimler içinde Da Vinci’nin favorisi olduğunu biliyoruz.
Da Vinci’nin eserlerinin büyük çoğunluğu günümüzde İtalya’da bulunmasına rağmen, en önemli eseri Mona Lisa; Paris şehrinin Louvre Müzesi’nde sergilenmektedir. Bunun sebebi Da Vinci’nin Fransa Kralı Fransuva (Francis I) tarafından baş ressam, mimar ve mühendis ilan edilmesi ve ömrünün son yıllarını bu ülkede geçirmesinden kaynaklanır.
Da Vinci’nin Mona Lisa İsimli Meşhur Tablosu
Önerilen Diğer Blog Yazıları
© Kaynak (Source) – Thank you for your courtesy
https://www.walksofitaly.com/blog/all-around-italy/leonardo-da-vinci-surprising-facts
Çeviren Ve Düzenleyen: Serhat Engül