4 buçuk sene, benim yalnızca resimlerine bakıp da seni yaşadığım yılların sayısı. 4 buçuk sene.. Küfür gibi be ! İnsan hiç mi başka birini sevemez, hiç mi başkaları gönlüne giremez, hiç mi onun gibi olamaz. Temel fıkrası gibi değil mi ? En azından benim için öyle. Çünkü ben arkadaşlarına akıllar veren, ‘ Ya oğlum bi kız o kadar beklenir mi? Saçmalama başka kız mı yok sana unut gitsin ‘ biriydim. Realistliğiyle tanınan ortamların hızlı çocuğu maximilian, 4 buçuk senedir bir kızın yasını tutmakla meşgul. Neden bu kadar kafasına taktı bunu ? Çünkü halasıyla yaptığı sıradan bir balkon sohbetlerinden birinde durumu ona anlatmış, o da ‘ Yavrum sen manyak mısın ? Bunun için kız bırakılır mı ? O kadar seviyorken hem de ‘ . Wagner da hiç kendini bozmadan ‘ Ben nasıl bir daha ona inanıcam hala ? Nasıl güvenicem ? Hem benim hayatımda daha önemli şeyler var ! ‘ diyerek gururunun ona söylettiklerini salıvermişti ağzından. Tabii o andan itibaren halasının o söylediğine kafa patlatmış acaba cidden bırakmamalı mıydım diye düşünmüştü. Gururu o sıra baskın gelse de onun aylarca konuşma isteğini geri çevirmiş olan Max, şimdi hiçbir şey olmamış gibi kendi konuşmayı istedi. Hali vakti yerindeydi. O kadar yerindeydi ki onun artık peşini bıraksın diye kıza sunduğu ayrılık bahanelerini şimdi kız ona iğneleyerek soruyordu. Hem de ne iğnelemek ! Aylardır yaptığı gurur şimdi nerdeydi ? Neredeydi o en lazım olduğu yerde ortalıkta gözükmeyen gurur ? Gitmişti.. Ve bir daha konu o olduğunda asla yanına uğramadı.
Genç aşığımız Max, yıllarca onun hasretiyle yanıp tutuşurken ne 2 numaralı Konaktur otobüsleri kaldı her gördüğünde içini kontrol etmediği, ne Kamilkoç arabaları. Ne gidip her zaman buluştukları bankta oturmadığı kaldı, ne de onun evinden geçerken camları gözlemediği. Ne onu başkasının telefonundan arayıp karşısında sevgilisini bulmadığı kaldı Maxın, ne de onu başka kızlara anlatırken kendini onların koynunda bulmadığı. Dediğim gibi, Maximilian’ın yanına konu o oldu mu asla gurur uğramadı ve biliyordu ki hala vazgeçemediği sevdiği ve başına işler açan o hain gururu oturup onu uzaktan uzağa izliyordu…