Kopup da geldim gecenin bir vakti içimi ellerimden sayfalara akıtmaya. Bugün fazla bir sonbahar yaşıyordu içim. Sebebi.. Sebebi bilinmiyordu. Biliyordum vardı her şeyin bir sebebi ama bu defa içim anlatmıyordu bana bile derdini. Sadece hissediyordum ve aklımdan, hissimden geçen tek şey o muazzam yazma isteğiydi. Ve ben şimdi buradayım. Bir özlem var ki her insan anlar bilirim. Her insanın içinde özlediği ve özlemekten yorulduğu birileri vardır biliirim. Kimisi annesini kimisi kardeşini kimisi babasını kimi bir çok eskiyi ve özlediğine değecek onca anıyı.. Herkes bir şeyleri birilerini özlüyordu biliyorum. O yüzden bunu okuyan herkes beni anlayacaktı. Bende özledim. Özgürce söyleyebilmek öylesine güzel ki.. Öylesine özlediğim şey bana aitmiş gibi ki.. Ve bir o kadar da değilken. hep bir kaçış hep bir yorulma hep bir nefeslenme.. Nefeslenirken duruldum sanırım şimdi. Kimi anlara, kimi insanlara çok geç kalmıştım. Ya da belki onlar bana çok erken. Ama öyle bir hissediyordum ki içimdekini, bitmemişti görüyordum. Anlıyordum. Yazmaktan başka da bir şey gelmiyordu içimden. Böylesine acıyken böylesine güzel nasıl olabilirdi bir his? Ya da belkide bu kadar özel.. Bilmiyorum. Bilmekte istemiyordum sanırım. Hayat böylesine zorken elimden gelen tek şey onu kolaylaştırmam gerektiğiydi. Çünkü çok eskiden hayatımda olan bir insan hep böyle derdi. Ona inanırdım en çok ona belkide ama kaybettim.. Varolurken hayatımda böylesine kaybettim.. En büyük kaybımdı.. Daha önce kimseyi yaşarken kaybetmemiştim ve o bana her şeyin altından nasıl kalkılacağını öğretmişti.. Ve ben bunca yıldır onun olmayan varlığıyla böylesine ayaktaydım.. Kaybetmek zordu ama ben hep ayaktaydım.. Tıpkı sizler gibi.