Sabah 10.30 civarı güneşin altında, elimde bağlantı fleksi ile yürürken aklımdan onlarca satır geçti. Hemen kaldırıma oturup kağıda bir şeyler karalamam gerekiyordu. Satır satır içimi dökeceğim o kadar şey birikmişti ki. Yazmaya bir başlasam sonu gelmeyecekti sanki Manas misali…
Bağlantı fleksi… Hayatımda ilk kez duydum, aldım ve eve onu kurmaya gidiyordum. Toptan malzemeler satan bir dükkan sahibi ben durumu anlatınca raftan bir şeyler arayıp buldu, nasıl kuracağımı tarif edip gönderdi. Araya da şu cümleleri sıkıştırmayı unutmadı “Tabi siz kadınsınız nasıl ayakta durmanız gerektiğini öğrenmeniz lazım…” Bir insan sizden yardım istediği an onun hayatı hakkında konuşma hakkına sahipsiniz tabi.
Evet, biz kadınız! Elbette nasıl ayakta durmamız gerektiğini öğrenmemiz lazım! Babam, ağabeyim, sevgilim olmadan bir insan olarak nasıl ayakta duracağımı sizlerden öğreneceğim siz olmasanız ne yapardım… Hemen söyleyeyim siz olmadan elimin hamuruyla neler yaptığımı, yapabildiğimi. Kendi kendinize “erkek işi” diye kalıba soktuğunuz o işleri tek tek denedim, başardım ve denemeye devam edeceğim. Mesela bağlantı fleksini alıp ocağımı kurabiliyorum. Su anahtarı, pense bunlar lazım oluyor bir takım çantası tavsiye ederim, siz de yoksa “ayakta durmaya çalışan bir kadın olarak” (!) benden ödünç alabilirsiniz. Ah takım çantası sadece sizde bulunabilir değil mi, oyuncağınızı elinizden aldım üzgünüm. Gevşemiş çiviler, vidalar, lambalar, prizler… Bu tamir işleri için kendinizi çok önemsiyorsunuz, kadınlar da başarıyor emin olun. Marketten, pazardan dönerken sizin tabirinizle “kilom kadar” poşetleri taşıyabiliyorum. Düşe kalka iki valizi aynı anda taşımaya çalışırken fark ettim gücümü. Hatta bu anım komiktir beni izleyen 3 kadından “ aferin kızçem sana” diye sözler duydum.
Çamaşır makinesinin kurulumu, musluk tamiri, faturalar, abonelikler, esnaflarla yaşanan sorunlara çözümler, ev idaresi, teknik servis problemleri derken kendime tamamen güvenim geldi ve hiçbir endişem kalmadı. Herkesten önce kendime başarabileceğimi ispatladım. Yaparken zorlandığım tek şey cam kavanozların kapaklarını açmak. Ellerim kızarıp acıyana kadar denerim geçte olsa sonuca ulaşırım. Satırlarca yazdın yaptıklarını bunu mu yapamıyorsun demeyin kavanozu kırmam gerekse bile yılmam, açmayı başarırım artık.
Bu yazımı da kavanoz kapağına ithaf ediyorum.