yüzünü çizebilirim gökyüzüne,
evet yüzünü çizebilirim
bir hayal aklımın kursağın da,
seni bir çocuk yüreğiyle sevebilirim
ey ay, ey geceye tebessüm eden dişilik,
ey bir ırmağın içinde akan ışık
neresi ki kaynağın böyle safsın,
neresi ki başlangıcın her daim parlaksın
söyle, yüzün hangi güneşle yoğrulmuş
adın duyulunca tutulur gece
söyle, kim büyütmüş seni böyle
bebekler emzik, çocuklar horoz şekeri
anneler loğusa, babalar daimi yorgun
anlım da bir asalet bekler sabahı
komşu evlerin ışığı yanmaz çoğu vakit
yatmadan çok su içen çocukları çişe kalkmadıkça
hastaydım, aklım bir damarından yaralıydı
dün, dün ne çok geçmiş, dün ne erken, ne ilk
kimsesiz bir döşekte unutulmuş ve yağmalanmış saçlarım
al bu aklım, bende durdukça aleme ziyanım
her zerrem bir hesapla geldiği vakit bende kalmasın
al bu düşlerim, bende durdukça kendime ziyanım
acımız yok bak, eşinip durduğum bu toprak parçası
suni debdebelerimiz bizim
ve kendisini sahibi saydığımız her şey bir vakte değin bir bedel karşılığı kiralık
işte sınav, işte çarşaf ve çorba,
işte karga ve tilki,
işte kuş,
ve karga ayrı bütün kuşlardan.
yusuf sinan
2 comments
çok güzel olmuş. tebrikler :))
Kaleminize sağlık, keyifle okudum.