Düş kırıklığı yerli yersiz kullanılmamalı. Çünkü gerçek bir düş kırıklığı geldiğinde “-düş kırıklığı” söz grubuna dahi acır hale gelirsin. Benim yaşadığım düş kırıklığı ile tanımlanamazdı. Benim yaşadığım hayatın sağ gösterip sol yanağında nükleer bomba etkisi yaratması gibi bir şeydi. Böyle şeyler insanın başına hep çıtayı çok yukarı koyduğunda veya bulunduğu pozisyonu iyi algılayamadığında gelir.
Zorba diye tabir ettiğimiz insanlar hayatımızı erken döneminden itibaren zehir etmeye başlarlar. Onlar karşısında kalıcı tedbirler almak neredeyse imkansızdır. Zira söz konusu olan mesele zorba olmayanların ayaklar altına alınan gurularıdır. Fakat çoğu kimsenin göremediği bir gerçek var. Zorbalar hayatın her döneminde var ve onlarla başa çıkmak durumundasınız. Yani bu durum, çocukken karşımıza çıkan zorbaları bir nevi sosyal sistemin bizzze uyguladığı aşı noktasına getiriyor.
Hakikat nedir? Bu soru yaklaşık 3000 yıldır bilinen çoğu felsefecinin üzerinden geçtiği veya bir arkadaşına bakıp çıktığı sorulardan bir tanesi. Merak edilmeyecek gibi değil ki!! Geldik doğduk bir dünyaya her kafadan ayrı bir ses, bin tane laf ortalıkta dönüyor fakat kimse bu konudan bahsetmiyor. Tabii .ok sevgili Yunan filozofları ve diğer aklını ortaya koymuş tarihte yer etmiş etmemiş insanlar dışında. Sözü uzatmayacağım. Daha önce duymuş olabileceğiniz fakat pek dillendirilmeyen bir bakış açısından bahsedip konuyu kapatacağım. Hakikatin ne olduğunun ne önemi var? Asıl önemli olan hakikatin ne olduğu değil; neden bu kadar önemli olduğu!!
Bir kanalizasyonda bile yosun tutar. Bakıyorum da etrafıma bu karanlığa ışık olan neler var diye. Görmeye başladığımızda bir taşla kuş katliamı yapacağız.. Şaka şaka, özdeyişi bile kulağa hoş gelmedi..Ancak bir yerden başlamak şart..