Bir kahve muhabbetidir gidiyor. Ele ayağa düşmüş bizim kahve… Öyle sıradan, nahoş sözlerle anılınca intizar ediyor insan lafı söyleyene…
Etiyopya’nın Kaffa köyünde bir çobanla başlar hikaye… Mısır, Yemen ve Osmanlı ‘dan geçer de gelir yolu…
Ne gemiler batırılıp, ne suçlar anılır kahve üzerine bir bilseniz… Halkın okur yazar kesimi oturup kahvehaneye, kömürleşinceye kadar kavrulan mis gibi kahveyi elden ele devretmek suretiyle yudumlayınca, edep yoksunu millet edepsizlik sayar kahveyi de kahvehaneyi de….
Nedir bu kahveye düşkünlük niye? Kahveyi mi yoksa kahve gibi kavrulmuş 2 yüreğin bir araya gelip dertleşmesini mi seviyoruz….
Gönül ne kahve ister ne kahvehane
Gönül ahbap ister kahve bahane mi diyoruz yoksa…
Kahve deyince duracaksınız; kırk yıl hatırı olan başka şey var mı şu alemde… Şukufe’nin
çocukluğunda kahve, padişaha özel, ayrı bir cezvede pişirilir, bir bardak suyla ikram edilirmiş. Padişah hazretleri, içmeden önce fincanın üzerindeki köpüğe parmağını değdirir, o kahveli parmağını da su dolu bardağa sokarmış. Su mavi renk alıyorsa fena; zehirli demekmiş zira… Kahvenin yanındaki su neden azizmiş, düşünün tekrar…
Soğuk suya eşlik eden bir kaşık kuru kahve, içine bırakılan bir parça şeker alıp nerelere götürür bizi taa nerelere…
Kahve, cezve, telve, fincan…hepsi ayrı bir haz uyandıran mükemmel 4 lü den fincanın ikinci hecesi bize göz kırpar. “ Can” , kahvenin kimyasındaki iksir işareti gibidir. O iksir ki tiryakinin canına can katar…
Her kahve aynı tadı taşımaz… Nerede içiyorsan, kiminle içiyorsan ona göre değişir …
En sevdiğin dostun ağlarken içtiğin kahvenin tadı kederlidir… Kahve telvesine yüreğin karışır… Hayat gibi yudumlarken üstteki acı suyu, telvesinde tadı kalır…
Bir pazar öğle sonrası annenin “hadi bir kahve yap da içelim” dediği kahve huzurludur… Köpükler annenin göz bebeklerine yansır… Dudağının kıyısında kalan küçük bir gülümsemedir…
Tek başına gece vakti balkonda içtiğin kahve yalnızlıktır… Acıdır tadı… Ama garip de bir keyfi, lezzeti vardır…
Beklemediğin bir anda sana uzatılan kahve başkadır… Isıtır insanın içini…
Yorgun olduğunda içtiğin kahve hafifletir seni… Kendine getirir, unutturur günün ağırlığını…
Dostlarla içilen kahve ise neşedir… Kahkahalar köpüklerin üzerinde yüzer…
Diyor ya şair
Gün yetmedi taştıkça taşan neşemize
İmrendi o gün kahvede kim varsa bize
‘Dostlarla’ dedim, sohbetimiz bal gibidir
Ey kahveci gel katma şeker kahvemize!’
İmrendi o gün kahvede kim varsa bize
‘Dostlarla’ dedim, sohbetimiz bal gibidir
Ey kahveci gel katma şeker kahvemize!’
Dostlukla yudumlayacağımız bir kahve molası vermeye ne dersiniz???
Sizin kahveniz nasıl olsun ???
Sizin kahveniz nasıl olsun ???