Kahve fincanında dudaklarının izi,
İki yudum kahve içmişliğimiz yok.
Dudaklarında söylenmemiş sözlerin kıpırtısı,
Oturup kelâm edebilmişliğimiz yok.
Gözlerinde aşk ve ihanet,
Göz göze gelmişliğimiz yok.
Kalbinde can kırıkları,
Kalplerimizi sarmışlığımız yok.
Adımların gitmeye hazır,
Aynı yolu yan yana yürümüşlüğümüz yok.
Bir kahvenin kırk yıl hatırına,
Bizim hatıra eklemişliğimiz yok.
Söyle!
Yüzünde yılların mahcubiyeti mi,
Yoksa samimiyeti mi var?..