zamanın işleyişini kuru bilgilerle sorgulamaya başladığımda daha 12 yaşındaydım yaşıtlarım kurtlar vadisinin ilk bölümlerindeydi ki daha o zamanlardan kapitalist çizgili takım elbiselerin iticiliğini ,iticiliğinden ziyade tesbihle yaptığı o oynaşmanın bugün söylediğim zamane gençleri grubundan pek bi hararetle kullanılacağını tahmin etmemiştim çünkü ben daha önemli bir şeyle meşguldüm o zamanlar şeydi tabi şey yani zamanın işleyişi o günden bu güne zamanın işleyişini çözemedim evvela kuru bilgilerimi hiç bir zaman sulamayı düşünmedim düşündüm aslında fakat babamın söylediği o laf ne zaman aklıma gelse hep bir umutsuzluk içine girerdim çünkü babamın ”elma piş ağzıma düş olmaz güven bey ” deyişi bende ki mucizelere olan inanç ile o kuru bilgilerle süslenmiş zamanın işleyişi teorisini bir anda çürütüyordu çünkü babalar hep doğru söylerdi o zamanlar yani peki nerden çıkmıştı bu teori ? freud la falan ilgisi varmış sonradan öğrendim ;çocukluğa inme olayları anlarsınız ya
o uçuk hayallerimin mesela arkadaşlarımın yağmurun aslında tanrının gözyaşları olduğunu söylemesi ve benim içimden kendime korkarak söylediğim ”tanrı da mı ağlıyor haşa tövbe tövbe ? içten içe olabilir deyişim hep bir mesajmış gelecekte ki karakterime Freud üzerinden çok zaman geçti hayallerim ve teorilerim üzerine tanrının gözyaşları çok yağdı bütün her şeyin özünde Kocaeli depreminden kaçıp türkiyenin en doğusuna yerleşen ilk aşkın sebebiyet vermesi ah daha 8 yaşındaydım , okulda ki tezek kokan önlükleriyle konuşan öğrencilerin kendi aralarında şöyle dediklerini duymuştum ”saçları televizyonda ki güzel kızların ki gibi üstelik önlüğü çok düz ” ayakkabıları da lastik değil ayakkabıları lastik değildi saçları temiz ve düzgündü zamanın işleyişi teorisi tamda burada anlam kazanıyordu işte başka bir gezegenden gelmiş ülkesi yıkık harap olduğu için bizim köyümüzde sığınma hakkı elde etmişti evet dedim mucizenin öbür adıydı özlem ne güzeldi ka deyişi qa deyişimize oranla teorimin bütün verilerini ve kültür ortamını hazırlamam tam bir yılımı aldı karnelerin dağıtalacağı gün zamanı durduracaktım yaşımdan boyumdan sahip olduğum bütün özelliklerden büyük bir şey yapacaktım karnesini almaya dayısı geldi ki değişkenleri hesaba katmadığımı anladım ben karnemi aldığım sıralarda o çoktan Kocaeli yolunu tutmuştu bile zamanı nasıl mı durduracaktım ? iki kelime ile elimde çanta niyetine siyah poşet içinde bir tahta kalem boynumda sallanan ipe geçirilmiş bir silgi ve lastik ayakkabılarımla tabi ki
seni seviyorum diyecektim ….
//güven koçbaşı…