Sana söyleyemediklerimle gideceğim.
Bu klişe istisnayı bozamadığım için
Bulutlarla ıslak özürler savuracağım.
Kimi yakarışlar yüklenecek omuzlara
Ağır gelecek bir çoğuna.
Bense koltuğumun altında iki kitap
Aklımın biraz üstünde iki insan
Göğün iki zıt rengine karışacağım.
Siyah saç, ak defterim
Siyah defter, ak saçlara boyanacak.
Ben sana söyleyemediklerimle gideceğim.
Belki de bütün duygularını azat edeceğim.
Doğumundan beri büyüttüğüm beyaz kedimi, sokağa salar gibi
Gelişini dört gözle beklediğim bahara, sırt döner gibi
Her an kulaklarıma çalınan o güzel ezgiyi, hafızamdan siler gibi
Terk edeceğim baharın raks ettiği gözlerini.
Ben sana söylemediklerimle gideceğim.
Dendiği gibi;
Bir gençlik ölümü saklı kalmayacak bende.
Çantam dolu, kaşlarım çatık gideceğim.
Bunca yaşanmışlık dururken,
İhtimal çarklarında dönüp duracağım.
Karanlık basmaya başladığında
Geceyi onaran mimarlara son selamı çakacağım.
Sense; yıprandıkça çıkışa koşacaksın.
Bir gün kuruyup gidişine aldırmadan,
Çokça çiçek sulayacaksın.
Ben sana söylemediklerimle gittiğimde
Verdiğim son nefesi
İçine çekebilecek kadar
Yakın olacaksın.