İnsan bazen nereden başlayacağını bilemez.Bir bilinmezin içine düşmüştür ve çıkamaz.Çırpındıkça boğulur düşüncelerinde.Anlatması gereken o kadar çok şey vardır ki ama anlatamaz.Yıllarınv erdiği yorgunluk,yaşanmışlıklar,tecrübeler o kadar çok şey deneyimlemiştir ki bu insan anlatmaması gerektiğini bilir.Çünkü ona bunu öğretmişlerdir.
İnsanlar yüzüne bakar ve ne kadar şanslı olduğunu söylerler.Görmezler ki içinde ne fırtınalar kopar.Sahi siz de onun gibi misiniz? Hayat hızla akıp geçerken günlük telaşlara takılıp yaşamayı unutmuştur.hayatını gereksiz şeyler için öyle boşa harcarken insan halbuki ne mutludur.Aslında aldanmış ve kandırılmıştır bu gerçek ortada bu şekilde dururken görmez Ne yazık değil mi?
Bunun farkında bile değildir .İnsanların gözüne girmek için harcadığı çabalar taklalar özünde onun değersiz varlığınımı gösteriyor yoksa.Cevaplanması gereken o kadar soru vardı ki.Bu soruları sorarken daha ilgimi çekmek istiyordu sahi ne dersiniz!İçindeki boşluğu böylemi dolduruyordu.”Sevgisizlik” tüm derdi bu muydu peki ya onu onca seven insan varken… Rol mü yapıyorlardı.
Bir insanın kaç maskesi olabilirdi?Maskelerle yaşamak mümkün müydü? Peki ya onun senin sevdiği insanlar!!! onun sevgisini hak ediyorlar mıydı ? Yoksa onlarda diğerlerini gibi değerlerini yitirip gideceklerdi.Onu ne zaman bırakacaklardı.Halbuki elde ettiğini acılar ona bir ömür boyu yeterdi.Susma zamanı gelmişti aslında anlatacağı daha çok şey vardı.Herşeyden uzak ve temiz bi o kadarda içinde olmak isterdi.İstekleri yarım kaldı.Boğazında düğümlendi söyleyemedi;anlatamadı Belki de anlatmak istemedi.
Yarım kaldı işte öyle