Yazı ya da şiir,
adına ne diyorsanız artık;
sevgilim varken daha bi’verimli oluyordu,
onları yazarken.
Çok kolay bir şeymiş gibiydiler.
Ve öyleydiler,
gerçekten.
Alışkanlık haline getirmiş,
gün içerisindeki herhangi bi’rutine dönüştürmüştüm;
sabah kalktığında tuvalete gitmek gibi.
Anlamıyorum.
İnsanlar
sadece ayrıldıkları zaman,
yazılara, şiirlere sığınır,
oralarda avutmaya çalışırlardı kendilerini.
Ama bir insan
eğer
yeterince seviyorsa birini,
hislerini kaleme almak için ayrılmayı beklememeliydi.
Çünkü sevilen
veya sahip olunan herhangi bir şey,
sürekli onu kaybetme hissini yaşatırdı
zaten
insana.
Herşey birer sanrıdan ibaret.
Sevginiz.
Sevişmeleriniz.
Mutluluklarınız.
Bedenleriniz
ve düşünceleriniz.
Dürüstlüğünüz.
Hoşgörülü duruşunuz.
Bütün ahlaki ilke ve değerleriniz.
Yaşam felsefeniz.
Aslında biliyor musunuz?
Siz,
kendiniz,
birer sanrıdan ibaretsiniz,
Tanrı’nın yırtık pırtık donundan sarkan.