Her insanın ya da çoğu insanın unutamadığı anlar vardır. Kiminin yakındır bu anısı kiminin uzak; kiminin anısı etkiler insanı ve bir şey öğretir insana kiminki sadece anı olarak kalır. Beni sarsan bir anıydı benim anım. Üzerinden zaman geçmiş olsa da hala her dakikası zihnimin kıvrımlarında tazeler kendini her gün.
Belli bir zaman önceydi… Tuttuğum takımın şampiyonluğunu kutlamaya dışarı çıkmıştık. Keyfimiz yerindeydi gürültümüz de haliyle. Elimizde bayraklar üzerimizde formalar marşlar söyleye söyleye yürüyorduk kalabalıkla. Sonra, sonra bir kare belirdi gözüme. Bir ağaç altıydı dikkatime talip olan görüntü. Sessizce gruptan ayrıldım ve görüş açımı kaybetmeyecek şekilde aldım yerimi. Bir çocuktu elinde flütü olan. Evet, bir flütü vardı bir de kartondan bir bozuk para kutusu. Etraf sesten, gürültüden inlerken, kimse kimsenin farkında varmaksızın delice eğleniyorken bu çocuk bir ağaç köşesinde flütünün sesini duyurmaya çalışıyordu. Çalarken de insanların gözlerini içine bakıyordu ‘duyun’ diye adeta. Öyle bir hali vardı ki emindim kalabalıktan faydalanmak için orada olmadığına. Ki zaten köşede bir ağaç altıydı, hem saklanıyordu hem utanıyordu ama duyalım da istiyordu sesini. O ısrarla çaldı ve duyurmak istedi sesini ümidini kaybetmeden, ben de ısrarla izledim onu ona belli etmeden. Yarım saat kadar daha çaldı ve yoruldu ufacık bedeni ve azaldı nefesinin gücü. Ama olsun, üç beş kuruş kazanmıştı emeğinin karşılığı olan. Kıyamadığım o eli, kıyamadığım o küçük nefesleri çıkarmıştı ekmek parasını taştan. Yerinden kalkarken gözlemledim mimiklerini, inanın o kadar umut ve şükür doluydu ki gururla kalktı ve kim bilir nereye doğru adımladı.
Kalabalığı yararak eve doğru adımladım sonra. Arkadaşlarımı aramadım, evde olmak istedim. O dünyalar tatlısı küçücük çocuğun mesajlarını almaya çalıştım. O kalabalıkta sesini duyuramayacağını bile bile çaldığı flütün her tınısı ‘ asla umudunu kaybetme’ diyordu. ‘Kimse sesini duymayabilir ama sen inandığın yolda ve inançta devam et’ diyordu. Eğer yaşıyorsak, öyle sanıyorum ki her halin çaresi vardır ve umut, bizi ayakta tutan hayati bir figürdür.