Çok kısa değil mi. Bence çok kısa. Neyden bahsettiğimi anlamışsınızdır. Kısanın maalesef en çok uyduğu kelime. “Hayat”. Her şey için çok kısa. Çalışmak için,düşünmek için hatta sevmek için bile çok kısa. Ve yanlış kullanıyoruz zamanımızı, aslında kullanmıyoruz sadece harcıyoruz, ve nice ironiyle dolduruyoruz.
Mesela akvaryumdaki balığa “yazık” diyoruz. “Ne kadar küçük bir yerde yaşıyor.” ve balık gülerek belki kahkahalarla cevap veriyor. “Sen nerede yaşıyorsun?” Gerçekten nerede yaşıyoruz biz ? Apartman dairelerinde.Büyük beton kutuların içinde yaşıyoruz. Peki, biraz zenginiz villada yaşıyoruz. Sadece daha büyük bir kutu. Tamam, evlerden dışarı çıktık ve gökyüzüne bakıyoruz. Dünya’da yaşıyoruz, her geçen gün büyüyen evrende küçücük bir kürede .
Karıncalara bakıyoruz,onlardan biraz zekiyiz hani,diyoruz ki “hep aynı yol üzerinde yürüyorlar, hep aynı rota, aynı tempo.”
Karınca kafasını kaldırıyor,yine kahkahalarla,”Sen neler yapıyorsun?” Aynaya bakıyoruz, durum içler acısı, ev-iş yeri-okul vs. aynı üçgen, dörtgen belki beşgen. Aynı rota, aynı şeyler.
Ortalama yetmiş yıl yaşayan canlılar olduğumuz düşünürsek. Kendi adıma hayatımın yaklaşık üçte birini bitirdim, kayda değer bir şey yapmadım. Ve artık ne balığı, ne karıncayı güldürmek istiyorum .