Günaydın

Günaydın,

Günaydın ayna

Sanada günaydın kalem

Sanada günaydın yâr

Günaydın içi boş şarap şişesi

Durmuş saat,

Sandalye, mürekkep

Sanada günaydın

Çerçeve, camı kırık olan

Kırık camın arkasında ki fotoğraf

Günaydın

Nasılsın kağıt

Sus payı mı verdin hayata

Yarı yırtığınla

Seninde yarını yırtmışlar kağıt

Seninde mürekkebini içmişler kalem

Benimde yarımı yaktılar

Şu masada duran elmanın da yarınısını

Yemişler

Yarım yarım mıyız biraz

Bölünmüş gibiyiz

Yırtıldık, yakıldık, içildik

Bizi yırtan kimdi kağıt

Mürekkebi içtirecek kadar

Kim yazdırdı bize

Tek biz yırtıldık sanma kağıt

Herkes yarım

Leyla da yarım Mecnun’a

Sende yarımsın yarısı içilen

Mürekkepli kaleme

Elma sanmasın onu tamamlayan yok

Yeni filizlenen fidanlar falan filan

Bu bahar

Tamamlar onu elbet

Yâr sende yarım mısın?

Tamamlanırmıyız biz

Yoksa başkalarına mı yarımsın yâr

Şu baharda gelen bülbül’ün

Ötüşüne tamamladım yâr

Gözlerini kömüre tamamladım

Gülüşünü kağıda tamamladım

Mürekkebi içilmiş kalem ile,

Bi seni bana tamamlayamadım

Mürekkebin kağıda yakıştığı kadar

Yakışamadım sana yâr.

Sana bişey itiraf edeyim kağıt

Seninde yarını yaktılar

Hemde tütün sararak

Seni hem yırtıp hem yaktılar kağıt

Meraklanma beni de yakıp

Küllerimde dans ettiler

Biz mi tamamladık birbirimizi kağıt

Aman mürekkep küsmesin

O daha cafcaflı tamamlar seni

Gidiyorum ben kağıt

Saat gecenin üç buçuğu

Uyumak adettendir

Sana günaydın kağıt