Gün ışığında adını anmaz dudaklarım
Kıskanır, düşüncem katlar tuzakları
Unutsak bir ömür kaçsak uzaklaşıp
Yahut göğüs kafesime sarsan uzakları.
Sıkışsa kelimelerim kudretinden
Illa gideceksen git sulh getir gel
Gideceksen git gönlüme dur dedirtmem
Elbet döner gelirsin bir suretinle.
Sen bilmesende nefesim ensendedir
Ruhum huzurunda sersemledi
Heybemdesin, ardımdan persler gelir
Senden alâ ne alınır versem seni?
Var üzerime sürecek kısrakları
Deşecek bedenimi; kılıçları, mızrakları
Yok sayacak varlığımı kıstasları
Lakin mevcut bilmedikleri tırsakların!
Benim yaşama değil ölüme esaretim
Sensiz işkence bu ömür ne saadeti?
Tutma ellerimden yoksa cesaretin
Sitemim ne geçen güne, ne saatedir.
Yaşanmıyor fakat ölünmüyor da
Yolum yönümden mi yönüm mü yoldan?
Yok demek ne mümkün görünmüyor da
Ben senden öte herkese körüm ya ondan.
Görünmüyor manzaram el izinden
İnan zerre yoktur bundan şikayetim
Senden sonra, nefsim kadar temizim ben
Her kelimem senle bulur kifayeti.
Sesim çıkmaz, tıkılı kalır genizimde
Bu benim hüznüm değil hidayetim
Kürek mahkumuyum dert denizinde
Geri çevirmek mümkün müydü bu daveti?
Her geçen dakika batıyor sandal
Mutlu sonlar mutlu fakat güzel midir?
Sen de ölüme can atıyorsan dal
Asıl kaybeden yaşarken yüzen midir?
Şair: Murat Taşdemir.