Gitmek, kendi içinde yapılan yolcuktur bir yönüyle. Hayalinin dünyaya avazı çıktığı kadar bağırması. Kendine meydan okuma çabası. İçin de bir başkasını yaratmak isteği, kısıtlı olarak. Ruhunun bühran etmesi.Kendi gerçeğine göç etme isteği; bedenen imkansızı arzulamak. Acının istismar edilme temennisi. Hiçlikte kendini yormak, yol açmaktır; yönsüz hem de. Sözlerinin daha bir anlamsız/yüzeysel algılanmasına geçit vermen. Var olanı yokmuş gibi görmek,- kendini kandıramamak- git demesini beklemek. Kaçış yok; iç güdün elinde değil ki! Hikayeni farklı yorumlama; cabasına, avunamamak. Çabasız histeri.
Gidilenin gerçek olduğunu bildiğin halde, kapıyı zorla açmak isteği. Gitmesen de ansızın ruhun sıkılır/daralır. Dar alemde kendine yer açmaktır. Geçmişe ”vefasızlık” etmektir, gidememek! Eğilmemektir, en sert, halden anlaşılmaz duruma. Mutlululuğu tasvir etmektir, gideceğine inanmak.
Gitmek yazılmaz ki Seçil abla anlaşılır, hissedilir. En önemlisi umut derine nüfuz eder gibi yapar. Çözümü bilen söylesin, biz de gidelim. Hem de en uygunsuzundan!
Biliyorum söylediklerim tumturaklı sözcükleri birleştirmesi,- samimiyet yokmuş gibi – küf vari, hissi uyandırmaktır.
Gittiğine değsin, kaldığın seni acıtsın; demlesin acın.