Kaç yıl geçti bende bilmiyorum,
yüzünü gözünü ha unuttum ha unutuyordum..
Çıkma karşıma çıkma istiyordum,
öylece düştü göklerden iner gibi..
Döndüğüm ilk sokak arasında
gözlerime değdi gözleri…
Donakalmak bu olsa gerekti,
konuşamamak,
söylecek çok şeyi olup
bir kelime edememek içimi kemiriyordu..
Yaslanacak bir yer aradı ellerim,
gözlerim mi kararıyordu ne?
Aynı şeyleri yaşadı mı sahi,
sahip çıkamadın mı sende yüreğine?
“Nerdeydin bunca zamandır?
Bıraktığım gibisin hala…
Ama ben yaşlandım,
çizgiler düştü bak kahrolası alnıma…
Saçlarım beyazladı, elim ayağım nasır..
Sensizlik pek yaramadı…”
Ilk ben konuştum, zor oluyordu..
Elim kolum ha koptu ha kopacak, tutmuyordu..
Kahrolsun, kahrolsun sustukça sustu..
“Saçların bile uzamamış,
rengide aynı hala..
Hani kıyamazdımya dokunmaya..
Bak bak doyamazdım kızıl yangınına..
Nerdeydin sahi,
ben mi?
beni boşver, önemli değilim
ama bak şu dağlara, taşlara özledi be seni,
şu kayaya yıldırım çarptı gelip beraber oturduğumuz..
Ağaçlar şükür uzadı, gölge eder oldu..
Kırıldım hayli yalnızlığa,
sensizlik ister istemez biraz koydu…”
Bu böyle olmuyordu, olmayacaktı belli..
Dilim damağım kuruyordu,
kederli gözleri yaşlarla doluyor
ama sustukça da suruyordu..
Çekilsem mi önünden,
kaçıp gitsem mi?
alıp kaçsam mı başımı,
yerin yedi kat diplerine geçesice başımı…
“Eskidende böyleydin sen,
işin gücün beni konuşturmak öylece dinlemekti..
Bak şimdi farkettim şairliğimde burdandı demekki…
Ama bu kez olmaz,
bu kez sen konuş ben dinleyeyim,
şairlik mi yerin dibine batsın
bir daha tek bir şiir söylemeyi vereyim..
Yeter ki bi çift cümle et,
‘gelecektim’ de ‘gelecektim elbet…
Yollarım kesildi, ayaklarım tutmadı,
aklım, aklım hiç susmadı,
hayalin karşımdaydı’ de,
konuş biraz, konuş
delirtme beni yine,
delirtipte gitme…”
Bakıyordu, bakıyordu..
Sustukca bir daha suruyordu..
“Eyvallah karanlık bakışlım,
eyvallah kızılım…
Sen buyur geç, salına salına git,
bir gün düşersinde,
beni sayıklarsın o vakit…
Git, gelme git!”
Gitti gerçekten..
Öylece çekti gitti..
Önce kendi, sonra silueti,
en sonunda da kokusu…
Hoşçakal,
hoşçakal gönlümün tek korkusu…
Hasan Bulut 13.08.2014