Yine herşeyin başladığı yere döndüm bugün. Ya da burası sadece yaz tatilinin bir kısmını geçirdiğim büyük bir balkonu ve karşısında mezarlık olan güzel evdi. Güzel yaz geceleri vardı burada. Sessiz, sakin ve mezarlıklıydı. Geceleri balkondaydı yaşam şarkılar daha güzeldi, muhabbetler daha güzeldi burada.
İşte tekrar buradayım. Bu sefer şartlar daha farklı. Tatil 3 ay değil 5 gün. Bayram tatili hani şu samimiyetsizce öpülen ellerin mevsimi. Geceler sabahlamak için vardı ve okunacak kitaplar için. Bardan bara dolaşılan bir gecede güzel olabilirdi ama buradaki geceler de iyiydi bence.
Kimse olmaz sokaklarda geceleri köpekler dışında sokaklar bizden çok onlarında. Olması gereken de buydu. Özgürlükden bahsedilen bir yerde sokakların daha gelişmiş beyinleri (ki kullanmadıkdan sonra anlamı yok) ve yürüyebiliyorlar diye insanlara verilmesi saçmalıktı.
Bu dünya sadece bu 7 milyar insan için mi vardı? Milyonlarca hayvan ve bitki vardı ama saygı yoktu. Geceyi bekliyorum bu kendi çapımda yazdığım yazıyı yazarken. Köpekleri ve birkaç arkadaştan gelecek samimi birkaç mesajı. Sessiz mezarlığın bağırarak konuşan ruhlarını. Aradan çıkan yarasaları belki şıklık olsun diye yanan birkaç evin ışığını, yüksek sesli mutluluk bileşenlerinden oluşmuş şarkıları. Gece olmalıydı bir an önce sabırsızlık biraz fazlaydı. Özledim böyle geceleri. Böyle geceleri. Böyle gecelerde sabahlar olmasın. İnsanların gereksiz çıkardıkları sesler susmalıydı artık. Aptal kutusu susmalı, bazıları uyumalıydı artık.