FALAN
bu gidişle tekrar kış falan gelir buralara
tanrının ellerinden çatılara dökülür kar taneleri
birdenbire bir ayaz çıkar buralarda akıl sır ermeyen
buz tutar şehrin daracık kaldırımları
belediyenin tuz atma ekibi falan evin önünden geçer
”biraz da şuralara atsana ulan dayı” diye bağırırım son ses
bilirim
ben yine düşer, Allah korusun bir yerlerimi kırarım
ve bilirsin dokunduğunda geçecek yaralarım oluşur
ama sen yine dokunamazsın
üç beş alçıya alınmayla falan kışı tamamlarım
güzel bakarsan eğer güzel görünürüm gözüne
burnumdan akan sümüğümle
zor geçiyor kışlar
bu sene de öyle olacak gibi
hele daha erken gelmeye başladı ki, sorma
haziran, temmuz, ağustos
üç ay falan sürüyor yazları burada
güneyde, denize kıyısı olan orada
biraz fazla kalıyor güneş tepenizde, biliyorum
temmuzda eylülü istiyorum, ocakta ağustosu
yok artık diyorum sonra kendime;
bu ‘gidişle’ yaz falan da gelir