HAVVA’NIN ÜÇ KIZI
Kitap Eleştirmeniniz sayfasına hoşgeldiniz arkadaşlar.
Bu eleştiri benim paylaştığım ilk eleştirim.Baştan belirtmek istiyorum ki profesyenel değilim.Edebiyat bölümü öğrencisi de değilim.Edebiyatı ve kitapları seviyorum.Gelecektede Edebiyatın bir köşesinden tutmuş olmak istiyorum.Bir başka isteğimse şu ,sayfayı kurma nedenim, insanlara hatta daha çok yakın arkadaşlarıma güzel kitaplar okutmak ve okuma alışkanlığı olmayanlara doğru kitaplarla bu alışkanlığı kazandırmak.Dünyanın daha güzel bir yer olması için kitaplara yani bilgiye ve de çokça sevgiye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Bu arada özellikle yakın arkadaşlarım çünkü yakın gelecekte çok kişiye seslenmek,onların kitap zevklerini yönlendirmek gibi bir hayalim yok.
Son olarak küçük bir açıklama yapıp eleştiriye başlamak istiyorum.Kitapları en başta dış görünüş,kapak tasarımı,ismi,dili ve içeriğini ele alarak eleştireceğim.
İlk kitabımız,sayfamın ilk göz ağrısı,Elif Şafak’ın HAVVA’NIN ÜÇ KIZI.
Kitap henüz okurlarla buluştu.Taze taze kitap anlayacağınız Elif Şafak kitap okurlarla buluşmadan önce 2 röportaj verdi.Röportajlar beni heyecanlandırdı çünkü Elif Şafak kitabı için ”Senelerin birikimini bu kitaba aktardım”,”Yüreğimi sonuna kadar açtım.” dedi.Röportaj yazarımız ise kitabı ”Başyapıt” olarak nitelemiş. Anlayacağınız okumadan müthiş bir beklenti içerisine girdim.Bakalım karşılayabildi mi beklentimi ? İleriki satırlarda.
İlk olarak kitabın fiziki özelliklerinden bahsetmek istiyorum.Açıkçası kapak bana kendini çok beğendiremedi.3 farklı bayan çehresi , kitapta ki karakterleri bunlarla ilişkilendirdim ve hayal gücümü sınırladı, çok yaratıcı olmamış.Vasat bir kapak.
Kitabın ismi kapağa göre daha iyi Elif Şafak ”Adem ile Havva’nın hep Habil ile Kabil’i yani oğulları konuşuldu ama onların kızlarıda vardı onlardan hiç bahsedilmedi o yüzden Havva’nın Üç Kızı” dedi.Güzel,farklı ve derin bir yaklaşım,seçim.
En kaba fiziksel özellik olarak kitap 420 sayfa.Çıkış fiyatı 27 lira.
Bundan sonra kitabın dilini ele almak istiyorum.Dil aslında klasik Elif Şafak dili.Yazarın daha önceki kitaplarından okumuş olanlar kastımı bu kitabı okuduklarında anlayacaklardır.
Elif Şafak kitabı İngilizce olarak kaleme almış.Ardından çevirmen ya da çeviri ekibi Türkçe’ye çevirmişler ve sonra yazar çeviriyi tekrar yazmış.Zahmetli iş doğrusu ve böyle sade,akıcı,sürükleyici bir dili olan kitabı ve tercüme eden kişi veya kadroyu tebrik etmek lazım.2-3 elin altından geçmiş,dil değiştirmiş bir kitabın bu özelliklerini koruması kolay değil.
Dil özellilerini tek cümlede özetlemek gerekirse:Kitabın dili sizi sıkmıyor , kopmuyor ve okudukça kendini okutan bir dil.
Dilde hoşuma giden şu noktayıda belirtmek istiyorum.Yazar ya kasıtlı olarak ya da çeviri sonucu kitapta bazı güzel,unutulmuş kelimeler var.Mesela ben bu kitapta sayesinde 29 yeni kelime öğrendim ve kendi sözlüğüme ekledim.29 az gibi görünebilir ama akıcılığı,sürükleyiciliği ile dikkat çeken kitap için çok iyi.Bu arada kelime olarak iyi ama deyim ve atasözleri bakımında kısır.Benim ilgimi çeken sadece 1 deyim vardı:Tekne kazıntısı.Yazar bu eksikliği de çarpıcı ve alıntılanabilecek cümlelerle kapatmış.Defterime bu kitaptan tam 42 alıntı yazdım.Hepside güzel,etkileyici tespiter,cümleler.
Son olarak içerik.
Kitabın arkasında ki tanıtım metinini okuduğunuzda kafası karışık bir kızın hikayesini okuyacağınızı tahmin ediyorsunu ve okuyunca bu tahmininizde haklı çıkıyorsunuz.
Kitabın hikayesi güzel.Karakterler iyi çizilmiş ve karakterlerin karakterleri iyi oturtulmuş.Hikayenin geçtiği mekan tasvierleri çok iyi.Uzun uzadıya betimlemeler yok,yeterli benzetmeler var ve bu sizi sıkmıyor.Bazı parçaları siz hayal gücünüzle tamamlıyorusunuz ve bu sizi hikayenin içine daha çok çekiyor.Artı bir özellik bu.
İçerikte bir diğer önemli nokta kitabın yüksek ritmi.Hikayenin ritminin hiç düşmemesi de kopmamanızı sağlıyor ve özellik dilin sürükleyiciğine büyük katkı verip birbirini tamamlıyor.
Elif Şafak’ın ve her iyi yazarın kitaplarında olduğu gibi bu kitabın karakterlerinde kendinizden çokça parça buluyorsunuz.Onların kafa karışıkları,aslında bizim kafa karışıklığımız,düşündükleri çatışmaları aslında benim çatışmam diyorsunuz.Hatta karakterlerle karşılaşabiliriz günlük hayatımızda AMA şöyle büyük bir fark var ve bence bu kitabın en büyük esprisi.Günlük hayatta görebileceğimiz bu karakterler kitapta birlikteler ve okursanız anlayacaksınız bu karakterleri bizim ülkemizde bir arada bu samimiyette görmek imkansıza yakın.
Hikayenin bence kusuru ise şu:Kitap 4 bölümden oluşuyor.Bana ilk üç bölüm giriş bölümü gibi geldi diğer bölüm ise tabi bu da en kaba tabirle -çünkü kitapta iki farklı zaman aynı anda ilerliyor bu da diğer bölüme kadar güzel bir merak duygusu uyandıyor-gelişme ve sonuç bölümü gibi geldi.Yani okurken 300.sayfaya geldğimde bu kitabın 300 sayfa daha fazla olması gerekli gibi geldi.Hikayenin sonunun güzelliği bunu unutturuyor.Ama yinede daha uzun sürmesi gerekir diye düşündüm okurken.Bu kusur mu?Değil mi? Kusursa;Büyük kusur mu? Sonun çekiciliği sayesinde küçük bir kusur mu? Size kalsın.
Bahsetmek istediğim iki artı özellik daha var.Birincisi çok zor anlaşılacak kavramların,bu kadar basit daha doğrusu anlaşılır ve muhteşem örneklerle açıklanması.Felsefe seven,roman seven ve sorgulayanların beğeneceği bir kitap.
ikinci özellik ise kitabın en büyük esprisi olduğunu söylemiştim yukarıda ki satırlarda.O.Hayata farklı bakan karakterlerin bir arada olması.Mümin,münkir ve mütereddit…
Buna yani şiddete dayanmayan tartışma ortamına gerçekten çok fazla ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.Ülkece bizden olmayanı anlamak,dinlemek en baştada varlığını kabullenmek bunu normal görüp hoşgörmek…Kitap sizi bunu öğretiyor aslında hatta bakın iddia ediyorum Elif Şafak ve hatta bu kitapla ilgili önyargılara sahip olabilirsiniz ama kitabın sonlarına doğru önyargılarınızın hedefi olan bu yazar ve kitabıda hoşgörüyorsunuz.”Olabilir,böyle düşünebilir diyorsunuz.”.Bu gerçekten kitabın en iyi yanı.
Sayıları sevenler için bir puanlama yapmak gerekirse,kusurları düşersek 10 üzerinden 8.
Tavsiye ediyorum okuyun.Belki benim gibi değişiklikler olmaz hayatınızda ya da benim etkilendiğim noktalardan etkilenmeyebilirsiniz.Ama boş iyi,keyifli ve kaliteli doldurmanızı sağlar.Tekrar tekrar beliritiyorum ki sizi en zıt düşüncelerin bile var olduğunu söyler ve yargılama ,hoş gör der.
Umarım faydalı olmuştur.Kitaptan alıntılar:
1-Bu ülkedeki nice vatandaş gibi onlarda sohbetlerini çoğunu en az sevdikleri şeyleri konuşmaya ayırırlardı.
2-Niye bazı insanlar kökler ile kafayı bozmuşlardı ki?”Dallar”da güzeldi mesela.”Yapraklar”,”Yemişler”de.
3-Eğer fikrinizi gözden geçirmeye hazır değilseniz,hiç kimseyle hiçbir konuda tartışmaya girmeyin.
4-Sadece sizin gibi düşünen,konuşan insanları okuyorsanız okumuyorsunuz demektir.
5-Biz Türklerse unutmakta ustayız.Hafızasızız.
6-Herkesle iyi geçinmek için hava gibi olmak lazım.Renksiz,vücutsuz.
7-Başkasının açlığıyla karnını doyuracağını sanmak kadar saçma bir şey olabilir miydi?
8-Kalanlar hep kızardı gidenlere.
9-İnsan aşka teslim olduğu anı bilir.
10-Bu toplum yalnız kalmaktan korkan bir çocuk gibi ha bire sosyalleşmek istiyordu.
3 comments
Bu ülkenin en iyi edebiyatçılarından birinin son kitabını çok iyi tanıtmışsınız.Kaleminize sağlık.Her düşünceden her renkten ve halden insanın bakış açısını yansıtmakla o düşünceleri savunmak aynı şey değildir.Ve tam da bu yüzden Yazar sürekli eleştiri almış,şucu bucu olmakla suçlanmıştır.Üstelik bunu da okur yazar takımı yapmıştır.özetle; Bizim herkese saygı duycak düzeye gelmemiz daha çoook zaman alacak gibi.paylaşım için teşekkürler
Öncelikle, bahsettiğiniz hususlara değinecek olursak ülkemizin sosyo-kültürel ve siyasi çıkmazlarına, ‘öteki’ algısının yarattığı kırılmalara çok iyi değinen bir kitap olduğu konusunda sizinle hemfikirim. Diğer yandan kitap ve yazarı hakkındaki kişisel görüşlerinize saygı duyuyorum, çünkü Elif Şafak’ın sade 3 kitabını okuduğum için sizinle bu konuda bir tartışmaya girmeye cüret edemem lakin dikkatimi çeken tek hatanız kitabın 3 farklı ‘bayan’dan söz ettiğini söylemeniz olduğu. Bana kalırsa burada ‘bayan’ yerine kadın kelimesini kullanmanız daha açık ve özgür çağrışımlara yol açabilirdi. Çünkü kadına biçilen, isteği dışı şekillenen ve kitaptaki elit tabaka kadınlarında bile ‘diğer’ kadınlardakine benzer gördüğümüz tek şey erkek egemen toplumun dayattığı içe dönük çalkantılara sebebiyet veren, kadına ‘haddini bildiren’ sosyal roller. Kitabın sonunda da görülebileceği gibi ana karakterlerden Peri, artık müteredditliğini bir kenara bırakarak özgürlüğüne yürümeye koyuluyor. Saygılarımla…
Elif Şafak bir zamanlar favori yazarımdı. Bu kıtabı hariç okumadığım kitabı kalmayacak denli takip ederdim kalemini. Elbette bu kitabı da okuma listemde.
Kitap için herhangi bir şey söylemeyeceğim. Lakin eleştiri yazınıza bir iki lafım olacak:)
Değindiğiniz noktaların haklı olup olmamasından ziyade, yazınızı dağınık buldum. Çok fazla devrik cümle var. Özne kaybı d hakeza. Bir arkadaşınıza çay içerken anlatır gibi yazmışsınız. Takdir edersiniz ki konuşma dilinde edebiyat hatalarına bakılmaz fakat bu yazıya dökülecekse aynı samimiyeti kaybetmeden daha düzenli ve özverili olmak gerekir derim..bunun dışında kitap eleştirilerinizin devamını bekliyorum:)